“Cemaat dış güçlerle birlik olup vatana ihanet ediyor” deniyor, doğru mudur?

“Cemaat dış güçlerle birlik olup vatana ihanet ediyor” deniyor, doğru mudur?

Uluslararası ilişkilerde devletlerin birbirlerinin iç işlerine belli ölçüde karışmaları normaldir. Ancak Türkiye büyüklüğünde bir devletin eğer sağlıklı bir yapısı varsa dışarıdan müdahaleler olsa bile bunlar bünyesine zarar veremez. Bu nedenle Türkiye var olan sorunların kaynağını öncelikle kendinde aramalıdır. Hükümet kendisine yönelen muhalefetin kaynağını dış güçlere bağlamak yerine onların giderek yükselen sesine kulak vermelidir. Unutulmamalıdır ki bir hükümet, aldığı oylardan çok oyunu alamadığı insanların onun iktidarına rıza göstermesiyle ülkesini yönetir.

Özellikle son bir yılda hükümet karşıtı olan farklı gruplar arasındaki saflar sıkılaşmış ve muhalefet sertliği artmıştır. Bu grupların birbirleriyle ittifak veya en azından işbirliği arayışına girmeleri bu süreçte normaldir. Bu onların hepsinin birden vatan haini veya karanlık güç oldukları anlamına gelmez.

AK Parti son aylarda Cemaat’in dış güçlerle birlikte hareket ettiği iddiasını yüksek sesle dile getirmektedir. Dış güçler olarak ise İsrail ve ABD kastedilmektedir. Bu söylem geçmişte yaşanan farklı olaylara da dayandırılmaktadır. Örneğin Mavi Marmara olayında Cemaat’in tutumunun hükümetten farklı olması ve ayrıca Fethullah Gülen Hocaefendi’nin açıklamasına dayanarak Cemaat’in İsrail yanlısı olduğu iddia edilmektedir. Cemaat daima tepki çekmemek ve itidalden yana olmuştur. Bu prensibi vesilesiyledir ki çatışmadan uzak tutumu sayesinde Kimse Yok Mu Derneği aracılığıyla abluka altındaki Filistinlilere her şeye rağmen insani yardım götürmeye devam edebilmiştir.

Cemaat’in güdümünde olduğu diğer dış gücün ABD olduğu iddia edilmektedir. Bu iddia öncelikle Fethullah Gülen Hocaefendi’nin orada ikamet etmesine dayandırılmaktadır. Hükümet bununla da kalmayıp açıktan açığa ABD büyükelçisini 17 Aralık olayları ile ilişkilendirip hükümeti devirmeye teşebbüs konusunda suçlamıştır. Sadece iddia ve vehimlerle ABD’ye yapılan bu suçlamalar Türkiye’nin imajına son derece zarar vermiştir.

Türkiye, AB üyelik çalışmalarını yürüten ve üye olarak NATO tarafından korunan bir ülkedir. Dolayısıyla “dış güçler” ötekileştirmesi, Türkiye’nin uluslararası arenada yalnızlaşmasına katkı sağlamaktadır. Bu da ülkemizi ulusal güvenlik açısından son derece sorunlu bir konuma düşürmektedir. Ayrıca Türkiye yalnızlaştıkça ülke içerisinde haksız, hukuksuz ve keyfi uygulamaların artması toplum tarafından da istenen bir durum değildir. Cemaat’te bir sivil hareket olarak toplumun bu duyarlılığını ve faydasını önceleyerek ABD ve diğer ülkelerle ilişkilerin olumlu olarak seyretmesine diyalog faaliyetleriyle katkıda bulunmaya devam edecektir.

Sonuç olarak Cemaat’in hükümeti devirmeye yönelik dış bağlantıları bulunduğu iddiaları hakkında somut herhangi bir kanıt bulunmamaktadır.