Aktüel Para'da Gülçin Tahiroğlu İle
Sizin bir sözünüz üzerine cemaatinizdeki işadamları yüzlerce okul yapıyor, üniversite kuruyor. Bu nasıl oluyor?
GÜLEN- İnanç başka bir meseledir. Allah'ımın verdiği her şeyi milletimin sıçraması istikametinde harcayınca cennete girmekten daha fazla zevk duyuyorum. Bana gelip de nasıl bir hayır işleyelim diyen herkese okul, yaptırın eğitime katkıda bulunun diyorum. Şirketse şirket, vakıfsa vakıf, dernekse dernek... Kuruyorlar. Bir nevi danışmanlık gibi bir şey onlara yol gösteriyorsunuz, size güveniyorlar.
Okullarda nasıl bir eğitim modeli uygulanıyor?
GÜLEN- Anadolu ve fen liselerindeki müfredat uygulanıyor, Türkçe ve İngilizce öğretiliyor. Bu işte başarılı olunduğunu buradan giden devlet adamları da takdir etti. Hatta Milli Eğitim Bakanı Mehmet Sağlam Bey de Türki Cumhuriyetler'e gitmiş, çok duygulanmış, ağlamış. O kadar ki bu okullarda İstiklal Marşı bile İstanbul aksanıyla okutuluyor, türküler söyleniyor. Şu anda KGB'nin rahatsızlığı var. Pantürkizm mi getiriliyor diye. Bu mülahaza dünyanın değiştiği bir dönemde hüsnü kabul görecek bir mülahaza değildir. Ama bizim Misak-ı Milli sınırları ile sınırlanan sınırlar içinde bir milliyet mülahazamız var. Ama bu çerçeve korunamamış. Korunsaydı bugün çevremizdeki olaylar da olmazdı. Şimdi bir güven hattı şeridi diyoruz. Bütün bunlara ihtiyaç kalmazdı.
Bir zamanlar 'Kaldırın şu Osmanlı haritasını ufkumu daraltıyor' demiştiniz...
GÜLEN- Ben büyük bir milletin çocuğuyum, bir dönem kendi düşüncesine göre dünyayı idare etmiş. Çok fuzuli idare ettiği de olmuş. Bu bakımdan ben bu küçülmeyi çocukluğumdan beri muvakkaten daralma, sağlam bir çekirdekte sıkışma şeklinde gördüm. Bir gün hep açılacağına inandım. Odamda Milli Savunma'nın bastığı Osmanlı haritası asılıydı. Arkasında da 'Sen istersen hakikattir, hayal değil' diye yazılıydı. Bir kılıç vardı, eskiden devlet kılıç üzerineydi. Bir de kalem vardı. Halen devam ediyor. Ancak büzüşen, daralan bir dünya küreselleşen bir dünyada bu tür şeyler artık olmaz. İnsanlar ilimle aydınlandı, oldukça medenileşti. Duyguların, düşüncelerin medeni bir üslupla anlatılması lazım. Biz diyoruz ki milletimiz ruhunun ilhamlarını dünyada herkesin sinesine boşaltsın. Herkes kültürümüzden, medeniyetimizden istifade etsin. Bunu eğitimle, kültürle yapalım. Sizin 23 Nisan'larda çocuklara bayrak sallatarak yapılan şey böylece realize edilmiş olur. Ama esefle ifade edebilirim ki giremediğimiz yerler de oldu.
Nereleri onlar?
GÜLEN- Suudi Arabistan kapıları sonuna kadar kapadı. Çünkü, genelde bu dünyadan ayrı bir dünyaları var. Ondan dolayı da dünyaları yıkılır diye endişe ediyorlar. Onlar kapılarını açmadı. İran kapılarını kapadı, açmadı. Emirlikler de öyle. Fas, Tunus biraz daha yumuşak davranmaya başladı. Sudan da öyle. Osmanlı'nın torunları geliyor diye adeta prensler geliyor gibi karşıladılar.
Kuzey Irak'ta okul açmayı nasıl başardınız?
GÜLEN- Erbil'de Türkmenler için okul açtığımız zaman orada Barzani ile Talabani hakimdi. Ben Sayın Cumhurbaşkanımıza sordurdum, 'Devletin Kuzey Irak'ta bir okul açmasını ben şahsen zaruri görüyorum, aksi halde oradaki Türkmenler'i Kürtler eritir, eğer siz yapmayacaksınız, bilin ki biz yapacağız' dedim. Onlar da nasıl istiyorsanız öyle yapın dedi. Onun için MİT de, oradaki istihbarat örgütleri de bu işin hep yanında oldu. Ve Erbil bombalandığı halde bizim okula bir şey yapmadılar. Irak da yapmadı, Barzani de. Orada eğitim devam ediyor. Hatta ikincisinin, üçüncüsünün açılması bahis mevzuu. Onlar çevremizde bir şey oluşturacaksa, otonom bir devlet olacaksa onların şiddetini, hiddetini kırma adına yararı olduğuna inanıyorum...
İslam'da reform tartışılıyor, siz de reformist olarak tanımlanıyorsunuz... Suudi Arabistan ve İran'ın okul açmaya izin vermemesinin ardında bu reformist, ılımlı yaklaşımlarınızın bir payı var mı?
GÜLEN- Şimdi reform kelimesini iyi değerlendirmek gerekir. Reform bildiğiniz gibi yeniden şekillendirme, deforme olmuş bir şeyi yeniden formuna koyma hareketidir. İslam'ın ruhu ve temel prensipleri açısından hiçbir zaman bir deformasyon görmedim aslında. Ama Kuran'ın ve sünnetin yorumlanabilecek yanları vardır. Bizimki, Mehmed Akif merhumun dediği gibi, asrın icaplarına göre söyletmeliyiz Kuran'ı gibi bir mütalaadan kaynaklanır. O bakımdan bunlar İslam dışı, İslam'a yeniden sokuluyor gibi görülebilir, öyle telakki edilebilir. Ama aslında benim kanaatim, bizim arkadaşlarımızın yapmak istedikleri şey İslam'ın temel ruhundaki silimdir; İslam zaten ondan geliyor. Allah'a teslim olmadır. Bu açıdan bizimkine bir reform denmez ama, kendi özüyle, aslıyla ele almak ve çağın gerektirdiği şekilde yoruma açık yanlarını yorumlamak; bu da onun esnekliğinin, evrenselliğinin aldığı boyutu teşkil eder.
Türkiye'de sizce İslam dininin temsilcisi görünenler nasıl bir yolda? Refah Partisi'yle birlikte kamplaşma da başladı, laik - antilaik tartışmaları yeniden gündeme geldi. İslami çevrelerdeki radikal kesim geniş bir halk kitlesinde tedirginlik yaratıyor. Siz de bazı çevrelerde RP'ye alternatif olarak görülüyorsunuz?
GÜLEN- Refah Partisi aslında rejimin partisidir. Diğer partiler gibi kurulmuştur. O bir kesimin farklı isteklerini arzularını göz ardı etmedi, hatta onları öne çıkardı. Adil Düzen dediler, insanlara huzur ve mutluluk vadettiler. Ve dilerim olsun, insanımızı mutlu ve huzurlu etsinler. Ben zannediyorum RP'nin içinde de, yakın çevrede de böyle radikal düşünenler var. Fakat bütün Refah Partisi öyle düşünüyor demek kanaatimce doğru değil.
Şu ana kadar ki uygulamalarına bakarak RP'yi değerlendirmenizi istesem...
GÜLEN- Aslında koalisyon hükümetiyle birbirlerine zıt gibi göründüler. Hatta Tansu Hanım çok defa ben onlarla hükümet kurmam, dedi. Birlikte hükümet kurma mevzuu bile böyle bir sertliğin olmadığını gösteriyor. Bence solda da o kadar radikal insan var ki. Türkiye'de bir türlü uzlaşmaya gelmeyen, siz el uzatırken, bağışlayın, tüküren insanlar var. Fakat bu değişik uçlardaki marjinal kesimler biraz gürültülü yaşadıkları için, bunlar çokmuş gibi, kalabalıkmış gibi, çok büyük bir tehlike yaratacaklarmış gibi bir imaj olabilir üzerimizde zannediyorum. Aslında Türkiye'de hemen her kesimde mutedil diyebileceğimiz insanlar çoktur.
- tarihinde hazırlandı.