Prof. Dr. Muhammed Harrubat, Fethullah Gülen Hocaefendi'yi anlatıyor
Diyalogla gönüllere giriyorlar
Her fikir adamı, her ıslah önderi, her âlim, yetiştiği toplumun bir meyvesidir. Ve her mütefekkir yaşadığı çağın aynasıdır bir bakıma. Cemaleddin Afganî, belli bir dönemde yaşamış, belli bir döneme ayna tutmuş ve şehirler dolaşmıştır. Öğrencisi Muhammed Abduh, Mısır’da yaşamış olan önemli ıslah önderlerindendir. Yaşadığı dönem İngiliz ve Fransız sömürgeciliğinin yaşandığı dönemdir. Yaşanan sıkıntılara çözümler bulmaya çalışmıştır. Islah faaliyetleriyle ilgilenmiştir. Ondan sonra gelen Reşit Rıza ise kapsamlı bir siyasi ıslah faaliyetlerine öncülük etmiştir. İslam dünyasında farklı şehirlere seyahatler yapmıştır. Onlardan sonra Cezayirli Malik bin Nebi de farklı bir metotla ıslah faaliyetlerine öncülük etmiş ve yine farklı coğrafyalara seyahatler yapmıştır. Aynı şekilde Fas’ta birçok ıslah öncüsü yetişmiştir. Ebu Şuayb El-Dekkâli gibi, Allel El Fâsî gibi düşünce adamları, çağın sorunlarına çözümler bulmaya çalışmışlardır. Bütün bunlar karşısında Fethullah Gülen Hocaefendi’ye baktığımızda onun bambaşka bir etkisinin olduğunu görürüz. Fethullah Gülen Hocaefendi, bana göre sadece düşünce üreten bir fikir adamı değildir. O, bir fikir adamı olmasının yanında insanın inşasına, insanın eğitimine odaklanan bir mürebbidir. İnsan eğitimi derken herkesçe bilinen dini eğitimden bahsetmiyorum. Çünkü İslami hareketlerin eğitim anlayışı çoğu zaman dar bir çerçevede olmuş, sadece dini eğitimle ilgilenmiştir. Ve bu eğitim anlayışında taassup içeren geleneksel bir özellik mevcuttur. Tarih, yaşanan birçok hata ile doludur. Diğer yandan tarihte her cemaat, her dini grup kendisini bir isimle isimlendirir, kendisini belli bir kalıba sıkıştırır ve insanlar bu kalıbın dışına çıkamaz. Ancak Fethullah Gülen Hocaefendi, bu harekete bir isim vermemiştir. Bana göre bu hareketin belli bir ismi mevcut değildir. Çünkü isimlendirmek bir bakıma ayrılıkçı bir yaklaşımdır. İsim sayılacaksa da Hizmet denmiştir. Bu da Hocaefendi’nin ne kadar basiretli olduğunu gösterir.
Hizmet dediler… Ne demek hizmet? Hizmet, geniş bir kavram. Burada Türkler de kendini bulur, Türk olmayanlar da… Bu bana göre çok önemli bir nokta… Bu bir açılımdır. Bu anlayışta hoşgörü vardır. Bu anlayışta diyalog ruhu vardır. Hocaefendi, diyaloğa çağırıyor. Dolayısıyla bu Hizmet anlayışı belli bir düşünceyle sınırlı kalmıyor. Müesseselerle, kurumlarla, mücessem bir yapıya dönüşüyor. Bütün bunları bizler gördük. Hocaefendi’nin diyalogla nasıl bir mesafe kat ettiğini müşahede ettik. Bu diyalog üst düzeyde bir diyalog anlayışıydı. Sadece halktan insanlar arasında değil, bütün kesimlerle gerçekleştirilen bir diyalogdan bahsediyorum. Bu diyalog müessesleri, önemli meyveler vermiştir. Bu da bir diyalog masası etrafında oturup konuşabilme becerisi… Bir masa etrafında bir arada oturmak kolay bir iş değildir. Hocaefendi insanları toplayabildi. Bu diyalog sayesinde birçok sorunun çözümü gerçekleşti. Hocaefendi’nin düşünce dünyasında “şûra” yahut istişare çok önemli bir konudur. Hizmet gönüllüleri, aralarında sürekli istişarede bulunuyorlar... Herhangi bir başkan, bir reis yok… İstişare ile bütün işler yürüyor. Bana göre bu özellik Hizmet hareketine has çok önemli bir özelliktir. Bu özellik, sağlıklı bir süreci ve başarıyı beraberinde getirmektedir. Bu hareketin sürekliliği buradan geliyor. Zaman ilerliyor. Faaliyetler, hizmetler sürekli devam ediyor. Biz şu anda ziyaretlerimizde bazı faaliyetleri gördük, fakat bir ay iki ay sonra, bir yıl sonra hangi faaliyetler gerçekleşecek bilemeyiz. Çünkü zaman geçiyor. Ve hizmetler her geçen gün artarak devam ediyor. Aynı şekilde Hocaefendi’nin düşünceleri de süratle yayılıyor. Çünkü o ideallere sahip, hayallere sahip bir şahsiyet. Hizmet Hareketi’nin de sonsuz hayalleri ve idealleri var… Bu da bir çeşit amelde, hayırda yarış anlamına geliyor. Fethullah Gülen Hocaefendi’nin diğer ıslah hareketlerine nazaran başarı elde etmesinin en önemli sebebi bu hareketin uygulama ve pratik yönüdür.
Hizmet Hareketi’yle tanışmadan önce diğer ıslah hareketlerine bakarak bazılarının zirvede olduklarını sanırdık. Hizmet’i tanıdıktan sonra anladık ki gerçekleşen başarılar istenen düzeyde değilmiş. Daha fazla olması gerekiyormuş. Daha iyi bir yerde olmamız gerekiyormuş. Hizmet’i gördüğümüzde geniş bir alanda, eğitimde, sağlıkta, medyada çok geniş bir alanda önemli başarıların elde edildiğini gördük. Bu gerçekten büyük bir onur ve gurur kaynağıdır. Çünkü düşüncenin uygulamaya dönüşmesi hayati bir konudur.
Prof. Dr. Muhammed Harrubat, Kadı İyâz Üniversitesi / Fas
- tarihinde hazırlandı.