Hâkim Kültüre Kapılmadan İslâm'ı Anlatabilme
İmanın Hıristiyanlık'ta ve Batı'daki algılanışı, malûmunuz, çok değişik. Onu, takliden, doğruluğunu, yanlışlığını araştırmadan bağlanma olarak anlıyor ve bilgi ile yanyana getirmiyorlar. Halbuki İslâm'da, bilgi ile iman birbirine hiçbir zaman zıt şeyler değil; belki, biri diğerini gerektiriyor ve birbirine destek veriyor. Bu ikilemi nasıl aşmak lâzım?
Felsefe, önceliği ilme ve bilmeye verir. Bu, bir ifrattır. Hıristiyanlık, imana önceliği verir; bu da, bir tefrittir. İmanı, icmalî bilgiye bina etmek lâzım. Tafsilî bilgiyi ise iman üzerine yüklemek gerekir. Gelen malûmatı tasdik için kalbde bir musaddık olmazsa, o bilgi, ilme dönüşmez, imana da kapı açılmaz. Burada arı-petek misali veriliyor. Arı, çiçeklerden nektarı toplar; bunu bala dönüştürmek için, petek gerekir. İşte kalbdeki musaddık tıpkı bu petek gibidir.
- tarihinde hazırlandı.