The New Yorker Dergisi'nde yayınlanan iddialarla ilgili basın açıklaması
ABD'de yayınlanan The New Yorker Dergisi'nin Mart 2012 sayısında Dexter Filkins imzasıyla yayınlanan "Türkiye'den Mektup: Derin Devlet" başlıklı yazı The New Yorker Dergisi ve Filkins'in kaliteli ve objektif gazetecilik yönünden itibarını zedelemektedir. Çünkü yazı Fethullah Gülen Hocaefendi'ye peşin hükümlü suçlamalarda bulunmaktadır.
Yazı çoğunlukla Fethullah Gülen'nin düşüncesi ve çalışması hakkında teyit edilmemiş yanlış bilgiler kullanmaktadır. Bu bilgiler hemen hemen tamamı itibariyle Fethullah Gülen'e düşmanca ve saldırgan tavırlar içerisindeki şahıslardan alınmaktadır. Bizler Filkins gibi ödüllü bir gazeteciden Türkiye'nin demokratikleşmesi ve fikir önderleri üzerine -ki birisi Fethullah Gülen'dir- daha objektif bir habercilik beklerdik.
Aynı şekilde biz The New Yorker Dergisi'nin yayın heyetinin derginin mümtaz okuyucularına hikayenin diğer tarafını da aktaracağını düşünüyoruz. Aksi taktirde dergi elde olmadan Fethullah Gülen ve onun görüşlerini beğenen milyonlarca insanın aleyhine bazı marjinal gruplar tarafından sürdürülen bir ayrımcılık kampanyasının parçası olur.
Bu vesileyle -bugüne değin gerek kendisinin ve gerekse avukatlarının açıklamalarına dayanarak- Filkins'in yazısında öne sürülen bazı yanlış bilgileri düzeltmek istiyoruz:
Evvela, Fethullah Gülen "dünya çapında dini bir yapıyı ve eğitim teşkilatını amaçlayan bir vaiz" değildir. O; müslüman bir ilim idamı, velut bir yazar ve görüşleri milyonlarca erkek-kadın ve çocuk tarafından başkalarına saygı ve çok kültürlü anlamada yol gösterici bir kişidir.
İkinci olarak Fethullah Gülen Hocaefendi hiç kimseye polis teşkilatını veya başka bir devlet kuruluşunu kontrol etmeyi veya oralara sızmayı telkin etmemiştir. Aksine kamuoyunun önünde, Türk sivil toplumunun büyümesinin büyük destekçisi olarak Türk halkına, devlet ve toplum içerisinde hakkı olan her yerde bulunması istikametinde cesaret vermiştir. Fethullah Gülen sürekli tekrarlandığı gibi politik bir güç peşinde koşmamıştır ve onaltı bin sayfadan fazla kitabında yüzlerce saatlik sesli görüntülü konuşmalarında da bu istikamette en küçük bir ifadesi yoktur. Mahkemeler iftira ve karalama davalarında hep Fethullah Gülen Hocaefendi'nin lehinde onlarca karar vermişlerdir.
Üçüncü olarak Fethullah Gülen, Türk halkının ekseriyetinin tenkit ettiği ve korktuğu bir insan değildir. Aksine Amerikan Üniversitesi profesörü Akbar Ahmed'in yürüttüğü bir ankette de görüleceği üzere Türk halkının yüzde 84'ü Fethullah Gülen Hocaefendi hakkında müspet görüş bildirmektedirler. Ayrıca değişik hükümet kuruluşlarından ve dünya çapındaki organizasyonlarda kendisine çok sayıda ödül verilmesinin yanında New York'taki Doğu-Batı Enstitüsü dünya barışına katkıları sebebiyle 2011 Doğu-Batı Enstitüsü Barış Yapıcı ödülünü sayın Fethullah Gülen'e takdim etmiştir.
Son olarak, Türkiye'deki iddia edilen Ergenekon Terör Örgütü'ne karşı sürdürülen operasyonlar ve hukuki süreç Filkins'in iddia ettiği gibi "Gülenciler" tarafından yürütülmemektedir. Bu süreç rolleri ve yetkileri anayasa tarafından tayin edilen bağımsız savcılar ve hakimler tarafından takip edilmektedir. Bununla beraber bu operasyonlar kapsamında gözaltına alınan bazı şahıslar gözaltıların arkasında Fethullah Gülen Hocaefendi'nin olduğu suçlamasında bulunmaktadırlar. Bunun da maddi hiçbir delile dayanmaması itibariyle elle tutulur bir tarafı bulunmamaktadır.
- tarihinde hazırlandı.