İdareci, halkına zulüm ve baskı yapamaz
Taban bir kul, kapıkulu halinde her mesele karşısında samit infialiyle bakakalmayacak; tavan da zulüm ve itisaflarını devam ettirip baskı yapmayacak, elde ettiği imkanları baskı unsuru olarak kullanmayacak. Tabiri değiştireyim; maddi manevi ihraz ettiği mevkii kendi raiyet ve tebasına karşı baskı unsuru olarak kullanmayacak. Belki “seyyidü’l-kavmi hadimuhum” / “Kavminin efendisi kavmine hizmet edendir.” fehvasınca tavan daima kendisini aşağıya hizmet eden bir hizmetçi şeklinde kabul edecek.
Hele milletten aldığı maaşla kendi milletine hizmet ettiğini düşündükçe kalbini yitirmemişse, vicdanını kaybetmemişse hacaletten iki büklüm olacak. “Var mı benden daha alçak? Milletime hizmet edeyim diye başına geçtim; ama milletimin sırtından geçiniyorum” diye yer yer iki büklüm olacak.
Onun için Hazreti Ebu Bekir gibi karın doyurduktan başka artırdığı şeyleri yeniden milletine iade edecek, “milletimin olsun” diyecek. Ve Hazreti Ömer gibi harıl harıl dünyanın mameleki İslam hazinesi içine aktığı dönemde mail-i inhidam duvarlı binanın içinde oturacak. Ve Seyyidina Ömer ibn Abdülaziz gibi bir senedeki geliri Türkiye’nin otuz senelik bütçesine denk olduğu dönemde, zekat ve sadaka alacak tek fakirin kalmadığı bir dönemde vefat ederken sırtında sadece tek gömlek bulunacak, değiştirip yıkama imkanını bulamayacaklar.
İki büklüm olacak milleti karşısında hacalet ve mahcubiyetinden. Nerde kaldı ki böyle bir insan elde ettiği şeyleri milletine, aşağıya, (aile reisinden alın büyüğüne kadar aşağıya) zulüm, itisaf ve istibdat unsuru olarak kullansın da onları ezsin. “seyyidü’l-kavmi hadimuhum.” / “Kavminin efendisi kavmine hizmet edendir.” Muvakkaten millete hizmet işini tekeffül etmiş, taahhüt etmiş, samimiyet ve hüsnüniyetle yapacak; yer yer milletinin karşısına çıkacak, “arzu ediyorsanız ben iade ediyorum, içinizden bir başkasını intihap ediniz; zira ben bıktım, bu işi götüremeyeceğim” diyecek. Yine Ebu Bekir gibi, Ömer gibi, Osman gibi, Ali gibi, Ömer bin Abdülaziz gibi yer yer kendisini azledecek.
Bu klip Fethullah Gülen Hocaefendi'nin 13 Nisan 1979 tarihinde İzmir Bornova Merkez Camii'nde vermiş olduğu vaazdan istifade edilerek hazırlanmıştır. Vaazın tamamına Nil.tv sitesindeki http://nil.tv/vaaz-detay/vaaz/tumu/seri/309 adresinden ulaşabilirsiniz.
- tarihinde hazırlandı.