Hizmet’i bitirme planı 28 Şubat’ı hatırlatıyor
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Hizmet’i bitirme planı ile Ankara Cumhuriyet Savcısı Serdar Coşkun’un emniyete gönderdiği skandal talimatların 28 Şubat sürecini hatırlattığını söyledi. Zaman’a konuşan Destici, 28 Şubat mağdurlarının böyle iddialarda isimlerinin geçmesini ‘çok vahim’ diye nitelendirdi. O dönemde mağdura sahip çıktıklarını hatırlatarak, “Bugün de benzer uygulamalarla mağdur kalanlara sahip çıkarız.” dedi. Destici, hükümetin darbelerle ilgili yargı süreçlerindeki son tavrını da eleştirdi: “Mücadeleden vazgeçerseniz, bedelini ödersiniz.”
Cumhurbaşkanı seçimi çerçevesinde kapısı çalınan partilerden biri de BBP’ydi. Başbakan Erdoğan ve muhalefetin adayı Eklemeddin İhsanoğlu’nu ağırlayan Mustafa Destici, hem ziyaretleri hem de gündemdeki konuları Zaman’a değerlendirdi. Şahıs endeksli olmadıklarını, cumhurbaşkanında arayacakları kriterleri Erdoğan ve İhsanoğlu’na aktardığını kaydetti. Bunları, “Anayasa’nın 104. maddesi ve parlamenter sisteme uygun, kutuplaştırmayan, kucaklayan, siyasetten gelse de seçildiği andan itibaren parti kimliğinden sıyrılan, milliyetçi-muhafazakâr, Türkiye’yi darbe anayasasından kurtarma söz veren, üniter yapıya hassas, özerkliğe taviz vermeyecek, özellikle Irak’taki Türkmenlerin hukukunu koruyacak, darbelerle hesaplaşma sürecini sürdürecek, kuvvetler ayrılığı ilkesini gözeten.” şeklinde sıraladı. “Söylemeye bile gerek yok. Türkiye’nin cumhurbaşkanı tabii ki şaibesiz olmalı.” diye ekledi. Merhum liderleri Muhsin Yazıcıoğlu’nun hayatını kaybettiği kazaya ilişkin dosyanın önemini ise Destici, ‘aydınlatılmasına öncülük edecek bir cumhurbaşkanı olmalı’ sözleriyle dile getirdi.
Cadı avından vazgeçin
Başbakan’ın ziyaretinde ‘kutuplaşma’ eleştirileri de gündeme geldi. BBP lideri, adalet ve kurunun yanında yaşın yanmamasına yönelik hassasiyetin kaybedildiğini hatırlattığını belirtti. “Bu açığa alınmalarla ilgili şahit olduğum örnekler verdim. Borca girmiş, eşi çalışmıyor ve siz bu kişiyi açığa alıyorsunuz. Darbe dönemlerinde bile çıkarılmayan yasalarla geri dönüşleri engelliyorsunuz. Bunları Başbakan’ın kendisine bizzat anlattım.” dedi. Gezi, 17 ve 25 Aralık süreçlerinden herkesin kendine gerekli dersleri çıkarması gerektiğini ilettiğini de anlattı. Destici, “Artık bu kavganın sürdürülmemesini, hukuk dışına çıkan varsa yine hukuk içinde karşılık verilmesini, cadı avına varabilecek tüm uygulamalardan çıkılmasını ilettim. Bir taraftan kendinize kumpas kurulduğunu söylerken öteki tarafta yeni kumpasların peşinde olmamak lazım.” ifadelerini kullandı.
‘Bir gruba olan kininiz, öfkeniz sizi adaletsizliğe sevk etmesin’ emrine göre hareket edilmesini isteyen Destici, “Öfkemiz bizi bir gruba, bir topluluğa karşı adaletsizliğe karşı sevk etmemeli.” dedikten sonra şöyle devam etti: “Bir de o grubun her bir ferdine, her bir noktasına aynı şiddetle muamele etmek büyük bir adaletsizlik. Yurtiçi ve dışında yurt, dershane, okul kapatmanın, organizasyon ve faaliyetleri engellemenin kimseye faydası yok. Buralar Hizmet yuvaları. Bu yurt, dershane ve okullara her partiden insan çocuklarını gönderir. Özellikle kız çocukları başka bir şehre okumaya gittiği zaman bu Hizmet’in evlerine teslim edilirdi. Onca yıl bir tane olumsuz bir şey duyuldu mu? Eğitim başarısı ise ortada.”
Birileri yanlış bilgi veriyor olabilir
BBP Genel Başkanı, “İnsanımızı, onlara duyduğumuz kinden, öfkeden, nefretten dolayı ortadan kaldırmaya çalışmamalıyız. Türkiye’nin bayrağını hangi grup dalgalandırıyorsa bırak yapsın.” temennisinde bulunurken Başbakan’la diyaloğundan şu çarpıcı bölümü paylaştı: “Şunu söyledim: Sürekli ‘aldanmışız’ diyordunuz. Şimdi de aldatılıyor olabilirsiniz. Yanlış insanlar yanlış bilgiler veriyor olabilir. Bir kere aldatıldığınız söylediğinize göre daha dikkatli olmanız gerekiyor.”
Cumhurbaşkanı elbette şaibesiz olmalı
Bunu söylememize bile gerek yok. Türkiye’nin cumhurbaşkanı tabii ki şaibesiz olmalı. Yolsuzluğa, rüşvete bulaşan bu hükümette de olmuştur, somuttur. İnkâr değil, ‘hata olmuştur’ demeli. Hukuk işletilmeli. HSYK başta olmak üzere adalet kurumları ve kişileri üzerindeki hükümet baskısı sürüyor. Yazıcıoğlu davasını soruşturan savcı “Hiç kimse bu soruşturma dosyası için kendi geleceğini, kariyerini tehlikeye atmaz” diyorsa bir baskı vardır. Başbakan itirazım var diyor ve savcı itiraz ediyor.
Çözüm süreci paketi cumhurbaşkanlığı için
Paketle özerkliğe giden yeni duble yol açılıyor, PKK güçlendiriliyor. Çözüm sürecindeki ‘aktörler yargılanmasın’ önlemi. Demek ki bir korku var. Zaten orada fiili bir özerklik yaşanıyor. Eğer bu paket cumhurbaşkanlığı seçiminde bir kesime rüşvet olarak sunuluyorsa onu da millete iyi anlatmalı. Başbakan, bize üniter yapıdan yana olduklarını, şehit gelmediğini, süreç sonunda herkesin mutlu olacağını söyledi. Tatmin edici cevaplar alamadık. Tamam şehit gelmiyor ama vatanı emlak ofisinden almadık.
Hükümet, darbe davalarında zikzak çiziyor
Darbelerle hesaplaşma süreci bitti gibi gözüküyor. Yarın neler yaşanacağını bilemeyiz. Kargaşa ve kutuplaşma olduğu sürece darbeyi olgunlaştırmak isteyenler devreye gireceklerdir. Darbe ve darbecilerle bir ileri iki geri mücadele edilmez. Kararlı mücadeleden vazgeçerseniz, siz ve ülke bedelini öder. Zikzaklı tavırları yanlış. Hata varsa düzeltilmeli ama savcısı olup şimdi farklı konuşmak tutarsızlık. Cumhurbaşkanlığı sürecine dönük bir tutum.
Yazıcıoğlu dosyası kapatılamaz
5 yıl geçti, aydınlatılmadı. Sayın Abdullah Gül bir dönem gayret etti. Devamını getiremedi. Sebebini öğrenmek için randevu talebimiz karşılık bulmadı. Özal, Eşref Bitlis, Hrant Dink, Uğur Mumcu davalarının da takipçisi olunmalı. YouTube’da dolaşan film, fragman kara propaganda ve camiamız itibar etmiyor. Yazıcıoğlu’nun şehadet sürecini kimse kendi kavgasına alet etmesin. Bu dosyayı kimse kapatamaz. Bütün deliller klasörlerde. Bugün olmazsa yarın yiğit yargı mensubu gereğini yapar. Başbakan’a, savcılarla ilgili tasarrufları anlattık. Şüphelerimiz artıyor. ‘Böyle düşünülmesi bizi üzer, rutin yapılan işler’ dedi.
Kaynak: http://www.zaman.com.tr/politika_hizmeti-bitirme-plani-28-subati-hatirlatiyor_2227539.html
- tarihinde hazırlandı.