Şikâyet-1

Cenâb‑ı Hakk’ın bizlere ihsan buyurduğu bunca lütuflar karşısında birlik ve beraberlik içinde bulunmamız şarttır ve elzemdir. Kaldı ki bizim birlik ve beraberliğimiz Allah’ın yeni yeni lütuf ve ihsanlarına sebep olacaktır. Ama ben görüyorum ki bazı arkadaşlarımız birbirleriyle geçinemiyor, uyum içinde hareket edemiyor, suizanlara, gıybetlere, şikâyetlere giriyor. Bu hususta sırasıyla bazı ölçüler vermek istiyorum:

1. Başta da beyan ettiğim gibi, her şeye rağmen “Hakk’ın hatırı âlîdir.”[1] deyip, dirlik ve düzenimizi bozacak bu kabîl şeylerden olabildiğince kaçınmak. Üstad Hazretleri’nin “Za­manımızda münakaşa eden, haklı dahi olsa haksızdır.”[2] veciz beyanını hayat düsturu yapmak.

2. Şikâyet mevzuu yapılacak problem hayatî ehemmiyeti olmayıp zamanla aşılabilecek cinsten ise setretmek ve sabretmek.

3. Problemi nihâî planda çözüme kavuşturabilecek üst seviyedeki birisine intikal ettirmek. Fakat insan, problemi o zata arz ederken tıpkı bir muhabirin yaptığı gibi, vak’ayı rapor şeklinde anlatmalı. Hem de garazsız ve ivazsız bir şekilde. Gereksiz yere isim tasrih etmemeli, ses tonunu, yüz işmizazlarını değiştirmemeli, “Böyle böyle bir problem oldu. Tedavi etme adına teşebbüslerim oldu. Fakat altından kalkamadım veya olmadı. Çünkü altında kalıp ezileceğim vehmine kapıldım. Onun için meseleyi zat‑ı âlînize getirdim.” denmelidir.

Allah Resûlü (sallallâhu aleyhi ve sellem) döneminde de birçok problem oluyor ve mesele kendisine isim tasrih edilmeden anlatılıyordu. O da minbere çıkıyor, problemi ve ardından çözüm yolunu söyleyerek meseleyi hallediyordu.[3]

İşte biz bu tür nüanslara, tertibe, terkibe tam riayet edemediğimizden dolayı, problemleri götürüp çözümsüzlüğe mah­kûm ediyoruz. Meselâ, hiç gereği yok iken tutup, alâkasız şahıslara meselelerimizi anlatıyoruz. Hâlbuki bu tür şeyler yetkili, selahiyetli, nihâî bir zata ve zamanında anlatılmalıdır.

Unutmayalım bizim Kur’ân yolunda olduğuna inandığımız insanlar aleyhinde, yarım kelimelik dahi olsa söz söylemeye hakkımız yoktur. Aksi hâlde Kur’ân’ın haram dediği gıybeti işliyoruz demektir.

[1] Bkz.: Bediüzzaman, Şuâlar s.311 (On Üçüncü Şuâ).
[2] Bkz.: Bediüzzaman, Şuâlar s.311 (On Üçüncü Şuâ).
[3] Buhârî, eymân 3, hiyel 15; Müslim, imâret 26, 27, 28, 29.
Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2024 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.