Sadaka ve İslâmiyet’in getirdiği incelik
Bizim toplumumuzda, dinimizin güzelliklerinden kaynaklanan bir sadaka kültürü de vardır. Eşi görülemez bir incelikle örgülenmiş harika bir kültür.. Müslümanlar zekat ve sadakayı verirken öyle makul verir ve sadakayı alacak insana öyle güzel şeyler anlatırlarmış ki, alan verenden daha faziletli bir konumda görünürmüş; yedi süflâ, yedi ulyânın üstüne çıkarmış; yani, sadakayı alan alttaki el onu veren üstteki elin üstüne çıkarmış. Sadaka veren meselaşöyle dermiş: "Allah senden razı olsun, ben de üzerimdeki bu borcu ne yapayım ne edeyim, diye düşünüyordum. Vazifemi yapmama, büyük bir vebalden kurtulmama vesile oldun. Allah da seni ahiret sıkıntılarından korusun."
Kur'anı Kerim, verilen zekat ve sadakayı başa kakmayı, alan insanı minnet altında bırakmayı ve bu şekilde ona eziyet etmeyi yapılan işin sevabını iptal edecek bir sebep olarak zikrediyor: "Ey iman edenler! Sadaka verdiğiniz kimselere minnet etmek, onları incitmek suretiyle o sadakalarınızı boşa çıkarmayın. Allah'a da, ahirete de inanmadığı halde sırf insanlara gösteriş yapmak için malını harcayan kimsenin durumuna düşmeyin. Onun durumu, üzerinde toprak bulunan kaypak bir kayaya benzer ki, şiddetli bir yağmur olur olmaz toprağı kayıverir, cascavlak kalır. Öyleleri işledikleri hiçbir şeyden sevap ve mükâfat elde edemezler. Zira Allah inkârcılar gürûhunu buna muvaffak eylemez." (Bakara, 2/264)
Ve Kur'an yine, "Verdiğini çok bularak minnet etme!" (Müddessir, 74/6) diyor. Minnet ederek yapılan hayrın bâdiheva gideceğini belirtiyor. Bundan dolayı, müminler öylesine hassas alışmışlar ki, sağ taraflarındaki bir insana sadaka vermişlerse, bundan sol taraflarındaki adamın dahi haberi olmamış. Yaptıkları hayırları gizli tutmuşlar. Sadece, Efendimiz'in (sav) de hayatı seniyyelerinde birkaç defa yaptığı himmetlere başvurma anlarında başkalarını teşvik için açıktan açığa infakta bulunmuşlar.
Ayrıca, selefimizin, şehrin değişik yerlerine sadaka taşları koyduğunu; onları, zenginlerin para bıraktığı, muhtaç olanın da ihtiyacı kadar aldığı yardım sandukçaları olarak kullandığını biliyoruz. İşte bu, hayrı gizleme ve minnet altında bırakmama hâli, sevabı kat kat artıyor. Yardıma muhtaç olan insan da kendini minnet altında hissetmeden, "Cenâbı Hak, bu insanın vazifesini yapmasına beni vesile etti." düşüncesiyle meseleye yaklaşıyor, o insanın veren eli ötesinde Rezzâkı Hakikî'yi görüyor.
- tarihinde hazırlandı.