Sosyal çalkantılar ve alternatif düşünce

Sosyal çalkantılar insanlarda alternatif düşünme melekesini geliştirir, beyin fırtınalarına müsait zemin, fikrî bir dinamizmin ateşleyicisi olur. Bu dinamizm doğurgandır. Yani rönesansın gölgesi veya gerçek bir rönesans bu tip dönemlerde ortaya çıkar. Mesela bizim tedvin dönemimiz, asırlarca bizi ayakta tutacak -ki hâlâ geçerliliklerini sürdürüyorlar- Kelâm ve Fıkıh başta olmak üzere düşünce akımlarının doğduğu bir dönemdir. Bu dönemin en büyük özelliği toplumda sosyal, siyasal, ekonomik ve kültürel çalkantıların yaşanıyor oluşudur.

Tedvin devri adını verdiğimiz bu zaman diliminde, bir araya getirilmesi imkansız, aynı kaynakların esas alınarak istinbat edildiğine inanılması zor, birbiriyle kıyasıya savaşan yorumlar, düşünceler ortaya atılmıştır. Basra mektebi Kûfe mektebi ile; İmam Azam Ebu Hanife, devrindeki diğer imamlar ile hatta kendi rahle-i tedrisinde oturan talebeleri ile ciddî fikrî münakaşalar içine girmiştir. Ama bu vetirede hiç kimsenin başı yarılmamış, burnu kanamamıştır. Bu süreklilik arzeden ciddî fikir jimnastikleri sonucu girilen hicri üçüncü asırda -ki zamanın altın çağlarından biridir o- dünyanın en mükemmel insanları yetişmiştir. Kaynağını ilahî beyandan alan belki de dünyanın en uzun soluklu içtihatları ortaya konmuş, düşünceleri üretilmiştir.

Batının bizim tedvin dönemine benzer rönesansına baktığınızda şunu görürsünüz: Evet, bir rönesans yaşanıyordur ama Batı ve Batılı bunalım içindedir, barbardır, yobazdır. Haçlı seferlerinden bıkmış yorgun askerdir. Bu yorgunluk onu kendi içine döndürmüş, kendini yeniden gözden geçirme imkanı sağlamıştır. Grek felsefesine, Roma düşüncesine, Hıristiyanlık esaslarına yönelme bu dönemde olmuştur. Daha sonraları meydana gelen münferit ve müteferrid tecdid hareketlerinde de aynı sosyal ortamı görmek mümkündür.

Şu an içinde yaşadığımız zaman diliminde de bizdeki tedvin, Batıdaki rönesansa benzer bir zemin var. Fakat burada bir tehlikeye dikkatlerinizi çekmek istiyorum; bazen bu türlü dönemlerde bazıları gölge kurtuluş yolunu gerçek ve nihaî kurtuluş yolu zannedebilir. Bu zannın ve inancın gereği olarak o uğurda kavga ve mücadele verebilir. Bunlar bazen başarılı da olabilirler. Halbuki bu tam anlamıyla bir yanılmadan ibarettir. Aslında gerçek, sahih ve kalıcı viladetlerin önünü alan başarılardır bunlar.

Bu yüzden diyorum ki, Cenab-ı Hak bazı alanlarda bize geçici olan muvaffakiyetleri çok göstermesin. Ta ki biz sürekli metafizik gerilim içinde olalım, doğurgan olalım, sürekli beyin fırtınaları yaşayarak tedvin dönemine benzer, bizi bugünümüz ve geleceğimiz adına yıllarca, asırlarca idare edecek esasları üretelim. Evet, Müslümanlığın çok yeni şeyler doğurması lâzım. Aksi takdirde geleceğe yürüyemez, bu hâliyle de yaşayamaz. Bediüzzaman ne güzel der; "Eski hâl muhâl, ya yeni hâl ya izmihlâl."

Pin It

Kırık Testi

  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2024 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.