Çilenin Mahiyeti

Çilenin çile olması, biraz da onu çekenlerin azlığına bağlıdır. Herkesin, her zaman maruz kaldığı, biraz da ayağa düşmüş ızdırap ve sıkıntılara çile denmez. Ona çile demek çileye saygısızlıktır. Çile, yalnız duyulur, yalnız yaşanır; ve o, ancak çilekeşlerin azlığı ölçüsünde kendini tam hissettirir. Kuyuya atılmakla çilesi başlayan Hz. Yusuf aleyhisselâm, halinden, yolundan ve dilinden anlamayan firavunlar ülkesinde onun muzaafını yaşamıştı; yaşamış, derken peygamberlik çerçevesi ve mukarrebîn ölçüsünde, müstakbel pâyesi adına birkaç defa tepeden tırnağa arınmıştı. Adem nebî (sav) ağlayarak çile atmaya çalışmış; Nuh peygamber, kıyamet ölçüsündeki hâdiseleri göğüsleyerek.. Hazreti Halil, farklı buudlarda hep bir ateş çemberi içinde dolaşarak.. Hazreti Kelîm, gücün, kuvvetin tuğyanına karşı savaşarak.. Hazreti Rûhullah, dar ağaçlarının ölüm edalı gölgeleri altında insanları Allah'a çağırarak.. ve Hazreti Rûh-u Seyyidi'l-Enâm, bunların bütününe denk musibetler ağında ağlayarak, inleyerek ve başkalarını kurtarma adına ocaklar gibi yanarak, fakat gam izhar etmeyerek hep çilenin mük'abıyla içli dışlı olmuştu.

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.