Büyük günahlar
Soru: Büyük günahlar nelerdir? Büyük günahları işleyenlere af yolu kapalı mıdır?
Sahih hadislerde büyük günahlar (kebâir) beş,[1] yedi,[2] dokuz,[3] hatta yetmiş[4] olarak zikredilmektedir. Bunlardan bazıları şunlardır: Allah’a şirk koşmak, adam öldürmek, anne-babaya isyan etmek, zina iftirasında bulunmak, muharebe anında cepheyi bırakıp kaçmak, yalan söylemek ve zina etmek.
Burada bir hadis-i şerife dayanarak günah mevzuunda bilmemiz gereken bir prensibe dikkatlerinizi çekmek istiyorum: “Israrla işlenen küçük günah küçük olarak kalmaz. İstiğfarla da büyük günah yerinde durmaz.”[5] Bir insan büyük bir günah işler de ardından Hazreti Âdem (aleyhisselâm) ve Havva Validemiz gibi قَالَا رَبَّنَا ظَلَمْنَۤا أَنْفُسَنَا “Ey bizim Rabbimiz, kendimize yazık ettik.” (A’râf sûresi, 7/23) derse öyle büyük bir günah eriyip gider. Titreyen bir kalbe ve ürperen bir dimağa sahip olup, her günah arkasından içinde fırtınalar kopan bir insanın –inşâallah– büyük günahı olmaz/olamaz. Devamlı küçük günah işleyen, mesela sokaklarda fuzuli gezen ve bunu ehemmiyetsiz zanneden bir insan, bu vaziyette o kadar günah işler ki, ihtimal hakikî mânâda haramlara girse bu kadar günah olmaz. Aslında en büyük tehlike, tehlike olduğu bilinmeyen tehlikedir. En büyük günah, günah olduğu bilinmeden yapılan, bilinmeden yapılıp da arkasından nedamet hissi ve vicdan ızdırabı duyulmayan günahtır. En küçük günah ise hemen onun arkasından ciddi bir nedamet hissiyle Mevlâ’nın huzuruna gidilerek ciddi nedamet duyulan günahtır.
Hazreti Âdem, وَلَا تَقْرَبَا هٰذِهِ الشَّجَرَةَ “Şu ağaca yaklaşmayın!” (Bakara sûresi, 2/35) sınırını aşarak memnu meyveye el uzatmıştı. Bu, haddizatında bir zelleydi. Şeytan da اُسْجُدُوا “Secde edin!”[6] emrine itaat etmeyerek secde etmemişti. Vâkıa, bu da büyük bir günahtı. Bununla beraber şeytanın günahı şeytanın küfrünü netice vermiş, Hazreti Âdem’in zellesi ise peygamberlik pâyesine dahi halel getirmemişti. Çünkü Hazreti Âdem, cürmünü itiraf ederek huzur-u Rabbi’l-âlemine yönelmiş ve tam bir teveccühte bulunmuştu; şeytan ise, “Çamurdan yarattığın kimseye secde mi ederim! (Benden üstün kıldığın adam bu mu?)”[7] diyerek tekebbür ve gurura kapılmıştı.
Hâsılı, en büyük günah, günah olduğu bilinmeden yapılan günah, günah işlerken ızdırap duyulmayan günah ve onu nedamet ve pişmanlıkla eritemediğimiz günahtır. En küçük günah ise, istiğfar ve tevbe potasında eriyip yok olan günahtır.
Cenâb-ı Hak günah işlettirmesin. Şayet sürçer ve düşersek, o zaman da tevbeye irşad ve hidayet buyursun.
[1] Müslim, îmân 144
[2] Buhârî, vasâya 24, hudûd 30; Müslim, îmân 145
[3] Ebû Dâvûd, sayd 10, el-Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ 3/408
[4] Abdurrezzak, el-Musannef 10/460; el-Beyhakî, Şuabü’l-îmân 1/273
[5] Bkz.: ed-Deylemî, el-Müsned 5/199; el-Kudâî, Müsnedü’ş-Şihâb 2/44
[6] Bakara sûresi, 2/34; A’râf sûresi, 7/11; İsrâ sûresi, 17/61; Kehf sûresi, 18/50; Tâhâ sûresi, 20/116.
[7] Bkz.: İsrâ sûresi, 17/61
- tarihinde hazırlandı.