Tevazu
İnsan kendini "sifir" kabul etmeli; "sıfır" bile değil, Arapça'daki haliyle "sifir" bilmeli. Çünkü "ı" larda kendini hissettiren bir sertlik var. Samimi mü'min, o kadarcık dahi olsa nefsini nazara vermemeli.
Kendinde bir şey vehmeden kaybetmiştir. İkram ve imtihanı ilâhî olarak bazı şeyler kendisine gösterilse veya güzel rüyalar görse bunu dahi anlatıp kendine pay çıkaran hasta ruhlar vardır. Bu çok tehlikeli bir yoldur. Daha tehlikelisi de "Aczimize binaen Allah zaman zaman lütfediyor böyle..." denmesidir. Bir adam uçsa, gitse ağacın tepesine konsa, sonra da bunu sağda-solda anlatsa bu adam boştur. Ben nezaketim icabı böyle diyorum, yoksa o adam bomboştur. Çünkü Hak dostları Cenabı Hakk'ın sırlarını ifşa etmez. Bu türlü lütuflar uluhiyete ait sırlardır, ifşa edilmez. Allah da zaten sırrını yayacak kimselere onları bildirmez. Bunlar imtihan vesilesidir. Bunlar tehlikeli ve ses çıkarılmaması gereken bir yerde cepteki bozuk paralardır, hissettirilmemesi gerekir. Bozuk paraları şıkırdatırsan avcılar seni bu avcılar yaman olur, endişe et ki seni vurur.
Allah'ın has kulları kendisini hiçbir şey görmez. Mesela, Kutup önünü hep sisli-dumanlı görür. Ufku açık değildir. Herkes onu ulaşılmaz zirvelerde de eder ama o kendisini çukurlar içinde görür.
Ayakların hep yere bassın, düştüğün zaman canın yanmasın, bir tarafın kırılmasın. Kendi vehimlerinle oluşturduğun dünyada bulunduğunu zannettiğin yüksek yerlerden düşersen, düştüğün yer en derin çukurlar olur ve hiçbir yerin sağlam kalmaz. Dikkat kamın, olduğun zannettiğin yer değilse düşmen de kaçınılmazdır.
- tarihinde hazırlandı.