Hatalarımız ve Perdeyi Yırtmamak
Günümüzde müminler, birbirlerinin yüzlerine karşı hep müspet yanlarını söylerken, menfi taraflarını söylemekten kaçınmalılar mı? Böyle bir durum insanı kısmen de olsa şımartmaz mı?
Bence perde yırtılmamalı ama eksik-gedik de mutlaka giderilmeye çalışılmalıdır. Asr-ı Saadete bakıldığında, Hz. Ebu Bekir'le Hz. Ömer gibi.. üstün insanlar arasında dahi zaman zaman birbirlerini tenkit etme mahiyetinde muhaverelerin cereyan ettiği görülecektir. Evet, esasen bu bir sahabi ahlakıdır. Onlar birbirlerinde gördükleri yanlışlıkları, bütün bir ihlas ve samimiyetle gidermeye çalışırlardı. Tıpkı onlar gibi bugünkü müminler de belli bir üslupla Allah için yapılan işlerde birbirlerini ikaz etmeli ve buna kendilerini alıştırmalıdırlar. Bu ikaz etme meselesi yüz yüze yapıldığı takdirde, gıyabında konuşma da kendiliğinden kalkacaktır.
Burada üslup meselesinin önemi bir daha ortaya çıkmaktadır. Bu tür yüz yüze olan bire bir görüşüp konuşmalarda, perdeyi yırtmadan, muhatabı kırıcı söz ve tavırlarla rencide etmeden, onun kuvve-i maneviyesini kırmadan ve suçlayıcı, karalayıcı bir üslup kullanmadan, yol gösterici mahiyette, tamamen Allah rızasını gözeterek hareket etmek çok önemlidir. Bu bir ahlak haline getirildiğinde hem kardeşlik duygusu tecelli edecek, hem de gıybet kapısı kapanmış olacaktır.
Allah'ın, bir insana en büyük lütfu, ona kendi ayıplarını göstermesidir. Basîret sahibi gerçek müminler kendi kusurlarını, Allah'a karşı gösterdikleri samimi kulluk performansının bir neticesi olarak görebilirlerse, bir ölçüde kendilerini de düzeltebilirler.
Ayrıca herkesin bir hayırhâh edinmesi, kusurlarını düzeltmesi açısından çok tesirli çarelerden biridir. Kişi, samimi olduğu bir arkadaşına 'bende gördüğün her türlü yanlış ve eksikleri yüzüme karşı söylemen için sana yetki veriyorum' diyerek bir hayırhâhlık mukavelesi imzalıyor gibi birinin gözüyle kendini kontrol altına almalıdır.
İnsanın Bozulması
Yaşadığımız çağ itibarıyla, dört bir tarafı saran kötülük virüslerinin ruhta kök salması, sonra da dönüp insanı teslim alması her zaman ihtimal dahilindedir. İşte böylesi bir atmosferde çoğu kere ülfet ve ünsiyet girdabına düşen bir insanın metafizik gerilimini muhafaza etmesi zorlardan zor bir mesele haline gelir. Ancak çehresi hakikat gamzeden ve iradesinde Allah iradesi çağlayan bir hayırhâhın olması kişiyi ihtimal böyle bir iklimden uzaklaştırarak gerilimini korumasına yardımcı olur. Asırlar boyunca pek çok alim, insanın kendi kusurlarını bilmesi istikametinde alternatif yol ve yöntemler aramış ve geliştirmişlerdir. Bence günümüzde gerek sosyal, gerekse fen ilimlerinde yaşanan muazzam inkişaflara imza atan insanoğlunun, bugün manevi buhran ve tedenni açısından kendi kusur ve hatalarını görüp tedavi etmesi istikametinde bir kısım yeni yöntemler geliştirmesi gerekmektedir. Bunun için ne kadar gayret edilse ve ne kadar bilim adamı istihdam edilse azdır. Kusurlarını göremeyen insan, insanlığı ile beraber her şeyini kaybetmekle karşı karşıyadır; zira insanın bozulması hiçbir bozulmaya benzemez.
- tarihinde hazırlandı.