Kaybetme Kuşağında Kazandıran His: Hırs
Hırs; tamahkârlık, doyma bilmeyen bir arzu ile bazı şeyleri istemek, şiddetli talep ve arzu manalarına gelir. Bu mezmum sıfat müminlerde sebeb-i hasârettir.
Yani, mutlak manada hırslı olan bir insan, maddî-manevî kaybetmeye aday demektir. Dolayısıyla başarılı olmak ve hüsrana uğramamak için hırsı terk etmek veya onu hayra/iyiye kanalize etmek gerekmektedir; gerekmektedir, zira insan, birçok konuda hırstan kendini kurtaramaz. Bu da gayet normaldir. Zira hırs, insanın tabiatında vardır. Öyleyse herkese düşen vazife bu hissin yüzünü hayra çevirmek olmalıdır.
Bazen insan, öyle şeylere karşı hırs gösterir ki haddizatında bunların, onun manevî hayatında bir arpa kadar dahi değeri yoktur. Meselâ bir insanın dünyevî-uhrevî hiçbir kaygı gözetmeksizin 'Sosyal hayatta kademem şöyle olsun.. hayatı şöyle yaşayayım.. çok kazanayım, her imkana kavuşayım..' gibi temennileri, ona kaybettiren zararlı birer hırs ifadeleridir. İşte bu manadaki hırs, haybet ve hüsrana sebebiyet verir ve insana bir kazandırsa da çok kaybettirir. Öte yandan, takdirle karşılanan birtakım hırslar da vardır ki, insan bunlarla Allah Rasulü'nün mübarek bir vasfını ihrâz etmiş olur. Evet, Cenab-ı Hak (cc) Efendimiz (sav) için 'Harîsün Aleyküm... - Size karşı çok hırslı...' (Tevbe, 9/128) buyurmaktadır ki, Nebiler Serveri (sav), insanların iman etmesine, alemin O'nun nuruyla nurlanmasına, herkesin sırat-ı müstakime ulaşmasına, hiç kimsenin gözünün kapalı kalmamasına, inananların zikzaklar çizmemesine, herkesin gözünü açıp Allah'ı görmesine ve doğru yolu bulup Allah'a ulaşmasına karşı çok hırslıydı. İşte hırsın böyle mukaddes olanı da vardır ve herkes tabiatındaki bu duyguyu böyle ulvi bir gayeye yönlendirmelidir.
Evet, hırs yapılacaksa, Allah'ın rızasını elde etme ile Allah ve Rasulü'ne ulaşma mevzuunda yapılmalıdır. Aslında hırs olmadan dünyayı imar etmek imkansızdır. Fakat bu uğurda hırsa takılıp arzu ve isteklerinin zebûnu olarak yolda kalma tehlikesi de söz konusudur. İşte yolların ayrım noktası: Bizim için bu dünyada, başarılı olmuş bir matador gibi 'Allah'ım!' diyerek şehadet parmağını kaldırıp başarıyı ilan etmek de söz konusu; o kötü duyguya yenik düşüp mahcup ve mahzûn iki büklüm, sürüm sürüm sürünmek de... Bu açıdan denebilir ki, insan bir taraftan kazanma, bir taraftan da kaybetme kuşağında bulunmaktadır. Hırs öyle bir haslettir ki, onunla dünyalar kazanılabildiği gibi, -hafizanallah- dünya ve âhiret kayıp da edilebilir...
Hasılı, herkeste hırs hissi vardır. Ne var ki, hırsın babayiğitleri her zaman terslik gibi görünen bu handikapları aşıp olumsuz gibi görünen şeyleri olumlu hale getirerek, hiç olmayacak şeylerden bereket elde edebilirler.
- tarihinde hazırlandı.