Kur'an, Mükemmel Fert, Aile ve Toplumların Oluşmasında En Büyük Rehberdir

Dünya ve ahiret saadeti, insanlara fıtrat kurallarını öğreten Allah'ın kudsî fermanı ve O'nun nebisinin lâl ü güher ifadelerine uyup uygulamaya bağlıdır.

Evet o başdöndürücü nizam ve âhengiyle Allah'ı anlatan şu 'kitâb-ı kebîr-i kâinat' bir ses ise, -tabiri caizse- bu sesi bir fonograf gibi plak üzerinde seslendiren de Kur'an-ı Kerim'dir. İnsanlık, Kur'an'a kulak verip O'nu dinlediği zaman, kâinatta cereyan eden hadiseleri, onların ruh ve manasını, bu mananın gönüllerde hasıl ettiği heyecanı duyabilecektir. Öyleyse insanın fikren seviyeli ve mazbut olması, insani kemâlâta namzet bulunması, varlık ve hadiselerin ruhuna vâkıf olmasına; kalbî ve rûhî kemali ise, Kur'an'ın mu'cizbeyan ayetlerine ve rehber-i ekmel, muktedâ-yı küll Hz. Muhammed Mustafa'nın (sav) nûrefşân ifadelerine mutlak inkıyada bağlıdır.

Buraya kadar arz etmeye çalıştığımız hususları iki maddede özetleyebiliriz:

1) İnsanlığın rûhen ve kalben terakki etmesinde Kur'an'ın sihirli gücünün tam duyulup hissedilmesi.. evet, bugüne kadar mükemmel fert, mazbut aile ve muntazam bir toplumun teşekkül ve teessüs etmesi, ancak Kur'an-ı Kerim'in rehberliğiyle mümkün olabilmiştir. Öyle ise, hemen her zaman, mükemmel fert, aile ve toplumların oluşmasına rehberlik yapan Kur'an-ı Kerim'in mu'ciz beyan ifadelerinin, ümmî bir toplum içinde zuhur eden bir zâtın karihasından çıkması söz konusu olamaz. Öyle ise O, ancak ve ancak Allah'ın kelâmıdır.

2) Değişik devir ve değişik coğrafyalarda, yüksek ahlak ve insanî değerlerin temsilcisi olma gibi ideal toplumların yetişmesinde/yetiştirilmesinde bir kaynak olması itibariyle Kur'an nazîrsiz bir güce sahiptir ve benzeri yoktur. Öyle ise o lâhûtîdir.

Evet, Kur'an-ı Mu'cizü'l-Beyan, en büyük meselelerden ve en temel prensiplerden, en küçük konulara kadar hemen her mevzuda, müminlere öylesine ışık tutmuş ve rehberlik yapmıştır ki, O'nun ışığı ve rehberliği altında yürüyen insanlar asla kalbî-rûhî çarpıklıklara düşmemiş ve daimî bir perişaniyet görmemişlerdir. O, değişik ayetlerinde anne-babaya itaati, komşu haklarına riayeti emretmekte, ferdin cemiyet karşısındaki vazifelerini hatırlatmakta ve zulüm, gıybet, nemmamlık, başkalarının ayıplarını araştırmak, insanları alaya almak vb. gibi pek çok kötü fiilin birer içtimâî hastalık olduğu üzerinde ısrarla durarak, onlara karşı mümin ruhları teyakkuzda tutmaktadır. Aynı zamanda O, kibir, gurur, su-i zan, yalan, fuhuş vb. gibi bir takım beşerî zaafların kötü neticelerini hatırlatarak, bizi mümince yerimizde durmaya çağırmaktadır.

Bunlardan başka Kur'an-ı Kerim, bazı ayetlerinde de, civanmert, âlicenap ve yüksek ruhlu kimseleri ele alarak onların sabır, af, müsamaha, cömertlik ve şecaatlerinden bahsederek ideal bir insan tipini nazara vermektedir.

Yaratılış itibariyle insanın mahiyetinde iyi duyguların yanında bir takım kötü duyguların nüveleri de mevcuttur. Onun daima hareket halinde olabilmesi ve kendini yenileyip geliştirebilmesi için bu duygulara da ihtiyacı vardır. İşte böyle zıt şeylerin halitasından ibaret olan insan mahiyeti, mütemadiyen aksiyon halinde olmayı gerektirir. Bu sayede o, ya insanlık için mümkün olan en zirve noktaya yükselir veya kendini ihmal etmesi sonucu esfel-i sâfilîne düşerek şeytanlarla beraber olur. Böyle bir terakki veya tedenniye medar olan, insanın içindeki bu duygulardır. Kur'an-ı Kerim, bütünüyle bu duyguları ele alarak tadil eder ve onları insanın hizmetine sunar. Böylece insan, gerçek fıtratına Kur'an-ı Kerim'in ifadeleri sayesinde uyanır ve muttali olur.

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2024 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.