Muhasebe, Geçmişteki Eksiklikleri Sezerek Geleceği Seyre Koyulmaktır

Kelime itibariyle hesap görme, hesaplaşma, kendi kendini sorgulama manalarına gelen muhâsebe; müminin, her lahza, iyi-kötü, doğru-yanlış, sevap-günah nevinden yaptığı bütün amellerini gözden geçirip, hayır ve güzellikleri şükürle karşılaması; inhiraf ve günahları istiğfarla gidermeye çalışması; yanlışlık ve kötülükleri de tevbe ve nedâmetle düzeltmeye gayret göstermesi adına çok önemli bir cehd ve insanın iradesinin hakkını vermesi adına da ciddi bir teşebbüstür.

Her şeyden önce şu hususu ifade etmek gerekir ki, insanlık, hakiki muhasebe duygu ve düşüncesini İslam'la tanımıştır. İslam'ın diriltici ikliminden istifade edememiş fertlerin, muhasebe ve kendi kendilerini kontrol adına yaptıkları şey, basit bir nefis sorgulaması denemesinden başka bir şey değildir. Hele bazı mezhep ve felsefelere göre, 'İnsanın, ilah olmaması için günah işlemesi lazımdır.' şeklinde bir telakki vardır ki, insanın buna bir 'şeytan yorumu' diyesi geliyor. Budizm ve Brahmanizm yorumlarında, ruhların devr-i daimi şeklindeki görüşün hikmet, adalet ve insafla telifi mümkün değildir. İslam'dır ki, 'Ne sizin kuruntularınız ne de ehl-i kitabın kuruntuları bir (gerçektir); kim bir kötülük yaparsa, (mutlaka) onun cezasını görür ve kendisi için Allah'tan başka bir dost ve yardımcı da bulamaz.' (Nisa, 4/123) diyerek her şeyi yerli yerine oturtur. Evet, ne sizin ne de sizden evvelki ehl-i kitabın, 'Cennete gireceğiz, günahımızı başkasının sırtına yükledik. Bu günahı papazlar çekiyor, onlar affettirecekler.' gibi kuruntularının bir dayanağı olmadığı gibi, Budha'nın devr-i dâimi ve Brahman'ın Nirvana'sı da, birer kuruntu ve ümniyeden başka bir şey değildir. Bunların hiçbiri bir değer ifade etmemekte ve insanlığa hiçbir şey kazandırmamaktadır. Zira 'Kim bir kötülük yaparsa, onun cezasını görecektir.' (Nisa, 4/123), 'Hiçbir günahkâr, başkasının günah yükünü yüklenmez.' (Bkz: En'am, 6/164; İsra, 17/15; Fâtır, 35/18; Zümer, 39/7; Necm, 53/38) ve 'İnsan için kendi çalışmasından başka bir şey yoktur.' (Necm, 53/39) gibi nasslarla, Müslümanlıkta herkesin çalışmasının esas olduğu ve mükafatın da Allah'ın dilemesine bağlı bulunduğu vurgulanmıştır. Evet, bir gün Cenab-ı Hak lutfedecek ve herkes mutlaka çalışmasının karşılığını görecektir.

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2024 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.