Aydınlık Dergisi'nin 7 Ocak 2001 Tarihli "DGM Savcısı: Fethullah CIA İle Bağlantılı" Başlıklı Haberine Tekzip
7 Ocak 2001 tarihli Aydınlık Dergisinin 7. Sayfasında 'DGM Savcısı: Fethullah CIA ile Bağlantılı' başlıklı bir haber yayınlanmıştır. Söz konusu haberde 'Nuh Mete Yüksel, Fethullah Gülen'in CIA'ya gönüllü ajanlık yaptığını ve ABD'deki çiftliğinde FBI tarafından korunduğunu ileri sürdü: 'Fethullahçılar, diğer taraftan Vatikan, Fener Rum Patriği, Musevi Hahambaşısı derken yabancı ülkelerin istihbarat servisleri tarafından yönetilen, yönlendirilen, çeşitli ülkeler arası kuruluşlarla da paslaşmaya başlamışlardır.' demek suretiyle müvekkilim hakkında sürmekte olan dava hakkında bilgilere yer verilmiştir.
Her şeyden önce belirtmek gerekir ki Ankara DGM Cumhuriyet Savcısı Nuh Mete Yüksel'in müvekkilim hakkında sunmuş olduğu ek deliller yeni bir hadise değildir. Söz konusu ek deliller adı altındaki bir kısım gazete ve kitap fotokopileri Ankara DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel tarafından 23.11.2000 tarihinde dosyaya sunulmuştur. Derginiz ise bu durumu 07-01-2001 tarihinde haber yapmıştır. Bu durum özenli ve sorumlu gazetecilik anlayışının haberin hazırlanması sırasında ne derece yerine getirildiğini ortaya koymaktadır. Ek deliller adı altında dosyaya sunulan gazete fotokopilerinin, bir ayı aşkın bir süre sonra, hiçbir güncelliği bulunmamasına rağmen bu olayın yeni bir habermişçesine yayınlanarak müvekkilimizin suçlanması dikkat çekicidir.
Dosyaya sunulan yazıdaki ajanlık iddiasına gelince; bu iddia müvekkilim hakkında belirli bir çevrenin yürütmekte olduğu karalama kampanyasının devamı niteliğindedir. Müvekkilimin ilmi ve fikri faaliyetleriyle toplumsal barışımızın sağlanması yönünde yıllardır ortaya koyduğu düşünceler dolayısıyla toplumumuz nezdinde büyük bir kabul görmesine karşılık, bazı çevreler ona karşı bir iftira organizasyonu kurmuşlardır. İşte sayın Gülen'in yabancı bir ülkenin ajanlığı ile suçlanması da bu komplo organizasyonunun müvekkilimize karşı yürüttüğü sistemli ve hukuka aykırı saldırısının tipik örneklerinden biridir. Sayın Gülen'e karşı ideolojik nedenlerle husumet besleyen birtakım kişiler, ileri sürdükleri bu gerçek dışı iddiaları dolayısıyla, hem yargı organlarınca mahkum edilmiş hem de bu kişilerin haklarında çeşitli davalar devam etmektedir. Sağduyu sahibi bütün kamuoyu söz konusu kişilerin Fethullah Gülen'in şahsında ülkemizde hoşgörü, diyalog ve ulusal uzlaşma fikir ve çabalarını bertaraf etmek istediklerini gayet iyi bilmektedir.
Hayatı boyunca bütün eserlerinde sevgi, barış, kardeşlik diyen; her türlü cebir, şiddet ve teröre karşı çıkan Fethullah Gülen, bugün maalesef bir terör örgütü kurmak gibi bir iddia nedeniyle yargılanmaktadır. Bu yönde iddialar daha önce de ortaya atılmış ve bunların bütünüyle asılsız olduğu çok sayıdaki kesinleşmiş mahkeme kararıyla defalarca belirlenmiştir. Müvekkilim hakkında halen devam etmekte olan davada da, iddialarının iftira olduğunun ortaya çıkacağı paniğine kapılan çevreler, mahkemeyi ve kamuoyunu yanıltmak için sayın Gülen hakkında yeni iftiralar üretmektedirler. İşte Fethullah Gülen'in başka bir ülkenin ajanı olduğu isnadı bu yeni iftira ürünlerinden biridir. Belirtmek gerekir ki söz konusu iftirayı ortaya atan kişi hakkında, bu sebeple açılan davaların yargılaması halen devam etmekte olup, bütün kamuoyu onun müvekkilimize karşı açık olan düşmanca tutum ve husumetini bilmektedir.
Bir kişinin başka bir ülkenin ajanlığını yapması Türk Ceza Kanununun en ağır biçimde müeyyidelendirdiği cürümlerden biridir. Böyle bir iddianın ortaya atılması ise o kişiye karşı yapılmış bir suç isnadıdır. Haberde müvekkilimin yandaşı sözde bir grubun olduğu ve bu gurubunda CIA ajanı olduğu yönünde suç isnadında bulunularak, müvekkilim kamuoyuna bir suçlu olarak sunulmuştur. Hakkında kesinleşmiş bir yargı kararı bulunmadan hiç kimsenin suçlu gösterilemeyeceği gerek Anayasamızda gerekse İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde yer alan evrensel bir hukuk kuralıdır. Müvekkilim hakkında bırakın kesinleşmiş yargı kararını bu konuda hiçbir soruşturma dahi bulunmazken böylesine suçlayıcı bir yayın yapılması hukuk kurallarının ihlali ile basın hürriyetinin kötüye kullanılmasının tipik bir örneğidir. Sayın Gülen'e karşı düşmanlığını gizlemeyen bir kimsenin müvekkilim için ajanlık suçlamasında bulunması yadırganmamakla birlikte basın ahlak ilkelerine bağlı, objektif ve tarafsız yayıncılık yapması gereken basın organlarınca, anılan asılsız iddiaların ciddiye alınmış olması esef vericidir. Çünkü basın organları bir iddiayı haber haline getirmeden önce bunun doğruluğunu özenli bir biçimde araştırmakla yükümlüdürler.
Ancak, bundan daha üzüntü verici olanı, adaleti sağlamakla yükümlü birinin, böyle bir iftiranın yayınlandığı adı sanı belirsiz bir yayını delil olarak müvekkilimizin yargılanmakta olduğu dava dosyasına koymasıdır. Bir kimsenin yabancı bir ülkenin ajanı olması yasalarımızın ağır suç saydığı bir fiildir. Böyle bir suçun işlenip işlenmediğinin ancak Türkiye Cumhuriyetinin yetkili makamlarınca belirlenebileceği açıktır.
İddianame hazırlanırken devletin bütün yetkili makamlarından sayın Gülen hakkında bilgi sorulmuş olup alınan cevapların hiç birinde yabancı ülke ajanlığı iddiasına ilişkin en küçük bir imada dahi bulunulmamıştır. Bu nedenledir ki, iddianamede de böyle bir suçlama bulunmamaktadır. Hal böyle iken devletin yetkili makamlarının bilgilerine değil de müvekkilimize düşmanlığıyla övünen bir çevrenin iftiralarına itibar edilmesinin nedenini herkes gibi biz de öğrenmek istiyoruz.
Müvekkilim Fethullah Gülen'in bütün ilmi ve fikri faaliyetlerinde hakkın ve doğrunun yanında olduğu bütün sağduyulu kamuoyunun malumudur. Onun yabancı bir ülkenin ajanlığıyla suçlanmasının ardında Türkiye Cumhuriyeti'nin insan haklarına dayalı bir hukuk devleti oluşunu içine sindiremeyen, sığ bir ideolojik çevrenin olduğu artık apaçık bir gerçektir. Kamuoyunun, Türk Milletinin öz değerlerini hor gören bu çevrenin sayın Gülen'e karşı yürüttükleri komploya itibar etmeyeceklerine olan inancımız tamdır.
Fethullah Gülen Vekili
Av. Orhan Erdemli
- tarihinde hazırlandı.