• Anasayfa
  • Çağlayan - Fethullah Gülen Web Sitesi

Çekilen Çile

Çekilen çile canlar yakan keder,
Sızlıyor yüreğim ömrüm pür heder;
Kalmadı artık bende bir tahammül,
Ne olur lütfedip deyiver “yeter!”..

Bir kor at içime de sinem yansın!..
Şem’-i aşkınla gönlüm aydınlansın;
Aldırmam yansa da bu mücrim tenim,
Sen benim için hep canlara cansın.

Hasret içre beni bırakıp gitme!..
Diyemem Sana asla “Cefâ etme!..”
Kesilir Sensizlikle soluklarım,
Bendeni böyle bir gurbete itme!..

Ruhuma serptiğin bir karanfildir;
İnleyen kalbdir, dudaktır ve dildir;
Dil Sana pervane olma yolunda,
“Sen Sen” deyip inlemek emelimdir.

Bunalan bu ruha gelsin nevbahar!..
Ruhu kebap etti âteş-i ağyar;
Bir tebessüm lütfet ışık çağından,
Titreyen bu kalbim hep onu anar.

Hemdem olayım her zaman Seninle,
Bırakma ne olur beni derdimle!..
Teveccüh kıl yakma nar-ı hicranla!..
Yaşasın benden her an hayalinle…

Solmasın gönlümde açan o güller!..
Bayramım olsun gelecek tüm günler…
Gayrı hayat mumum sönmek üzere,
Şakısın, Seni söylesin bülbüller.

Duyulsun Nağmen Her Telde

Derdimi bilen bir Sensin,
Derde derman olan Sensin;
Sürekli hazan esiyor,
Ne olur nevbahar gelsin.

Savruluyor tüm yapraklar,
Gönül otağında ağyar;
Bırakma bizleri Sensiz,
Ey o candan vefalı Yâr.

Şu sopsoğuk sonbaharda
Musibetler var art arda;
Bir tebessüm et bizlere!
Ersin gönüller murada.

Yelkenler hep Sana doğru,
Gönüller Cânân’a doğru,
Kapın aç bize ne olur!..
Tut ellerden dile doğru!

Bir ıtır var esen yelde,
Sensin hep dilde gönülde;
Kırılmasın bu ümitler,
N’olur duyulsun her telde…

Ezelden Esiriniz

Devran başka başka ama olanlar hep güzel,
Değiştirilmez öyle takdir etmişse Ezel;
Gönüllerimiz Seninle şen-şakrak yaşadı,
Lütfeylesin dahasını Kudret-i Lemyezel.

Teveccüh eylersen yüce dağları aşarız,
Işıktan o nur çağını yeniden yaşarız;
Oluverince o yıldızlarınla diz dize,
Sığmayız mecralara dört bir yana taşarız.

Ezelden esiriniz, ister öldür ister yak,
Vuslat yolunda diller hep Hakk’a yalvaracak;
Dönme yok, eşiğine baş koymuşuz ezelden,
Senin o nurdan kapın bizlere en son durak.

Sevdan tıpkı bir kor gibi kalblerde her zaman,
Aşkın en onulmaz dertlere biricik derman;
Sen bizim için menendi olmayan bülbülsün,
Sensin âh u efgânı dindiren canlara can…

Nevbaharlar gözünden akan yaşlarla gelir,
Çoraklaşmış dört bir yan o yaşlarla yeşerir;
Ve güller açar, bülbüller şakımaya durur,
Asırlık o ölü gönüller bir bir dirilir.

Hep Seni anıyor sineler ey beklenen gül!..
İntizarınla çarpıyor inanmış her gönül;
Yolunu gözlüyoruz ve hep yollarda gözler,
Gel bir kez daha şu mürde gönüllere süzül!..

Gökyüzünde Güneşim

Gökyüzünde güneşim, ufukta dolunayım, 
Elver ki Senin için cayır cayır yanayım; 
Mümkün mü cemalinle tutuşup yanmayayım, 
İsterim bu ateşle kor kesilip kalayım. 

Şâd et vuslatla ki kesilsin kalbimin âhı!.. 
Hasretle bekliyorum geleceğin sabahı, 
Buna mâni ise şayet bendenin günahı, 
Affet ey günahkârların biricik penâhı!.. 

Tutkun sana gönül, onu sevdalılar bilir, 
Dirilecekse dil, Senin aşkınla dirilir; 
Böylesi bir aşk ateşiyle Sana erilir, 
Aşk ateşiyle yanmayanlar bir bir devrilir. 

Açıversin artık sevgi faslının gülleri, 
Aydınlansın mağmum sinelerin geceleri; 
Bitiversin Sensizliğin karanlık demleri, 
Doğsun devri Seninle aydınlansın günleri... 

Saçlarım bembeyaz kesildi erkenden erken, 
Geçmişteki o aydınlık günleri düşlerken; 
Kırıldı ümit kâselerim emel içerken, 
Dört bir yanımı kasvetler sarıverdi derken... 

Seni ben muvakkat bir sevda ile sevmedim, 
Hep arzuladım ama aşkınla ölemedim, 
Kamet ü kıymetince kadrini bilemedim, 
Sensiz ne bir dünya ne de ukbâ dilemedim... 

Mecnûnun Olayım

Doğ gönlüme ki tatminim diyeyim,
Doğmazsan eğer inleyen bir neyim;
Canda Sensin, canda Sensin ey Cânân!

Sevmek Seni hep gayem olsun benim,
Düşe kalka da olsa hep bendenim;
Dertlerime derman Sensin ey Cânân!

Ne olur bugün olmasa da yarın,
Gölgen olsun bana eğik dalların,
Pür-vefâsın, pür-vefâsın, pür-vefâ!

Sensizlik tasavvuru elem bana,
Sadık bir bende olamadım Sana;
Mihricansın, mihricansın, mihrican!

Keremin intizarım oldu her an,
Olsun Kıtmîr’in canı Sana kurban,
Sen aynasın, Sen aynasın, Sen ayna!

Hak aşkına ağlatıp etme mahzun!
Kebap olmuş sineme bir kevser sun!
Sen reyyânsın, Sen reyyânsın, Sen reyyân!

Mecnûnun olup yolunda öleyim,
Bu ak sevdayla kabre gömüleyim;
Sen burhansın, Sen burhansın, Sen burhan!

Meleğe cevap Senin aşkın olsun,
Âteş-i aşkın her yanda duyulsun;
Âlîşânsın, âlîşânsın, âlîşân!

O Füsunkâr Gözler

İncelerden ince Senin o füsunkâr gözlerin,
Melek nağmeleri tıpkı büyüleyen sözlerin;
Tek yoldur Hakk’a ulaştıran nurefşân izlerin,
Yanıltmayan rehberidir o yoldaki bizlerin,
İncelerden ince Senin o füsunkâr gözlerin.

Ne olur, bir kez daha gel seyredelim hep Seni,
Sevindir bütün âlemle beraber bu bendeni;
Duyur ruhlarımıza hakikî imanı-dini!..
Gösteriver o semâvî mesajınla kendini!..
Ne olur, bir kez daha gel seyredelim hep Seni…

Asırlar var ki hasretiz en derinden hep Sana,
Sun dudağın şerbetini içelim kana kana;
Susamış bendelerin olarak dine-imana,
Kavuştur bir kez daha n’olur canları Canan’a!..
Asırlar var ki hasretiz en derinden hep Sana…

Özlemi içinde gül kokunun kederli gönlüm,
Kalb tellerinden yükselen ses: Hiç solmayan gülüm,
Sana âşık sineler için Sensizlik bir ölüm,
İnliyor sur sesiyle ey candan aziz bülbülüm!..
Özlemi içinde o gül kokunun kederli gönlüm…

En tatlı rüyalarınla bırakıp bizi gittin,
Hâlbuki olmuştuk bizler senin biricik derdin;
Oturup kalkıp her an “Ümmetim, ümmetim!” derdin,
Lâl ü güher sözlerinle hep ondan bahsederdin.
En tatlı rüyalarınla bırakıp bizi gittin…

Gel, daha fazla bekletme, kalmadı hiç gücümüz!..
Kapının eşiğinde başlar hep “Sen, Sen!” sözümüz…
Sana yönelmeye kalmamış olsa da yüzümüz,
Hep aralanacak o kutsal kapıda gözümüz,
Gel, daha fazla bekletme, kalmadı hiç gücümüz!..

Özlemin Şarkısı

Bitmedi, bitmeyecek özleminin şarkısı,
İstiyorum inlesin sinemde hiç dinmeden;
Gönlümün âh u vâhı ve içten yakarışı,
Sûzişî nağmelerle yükselsin hep sinemden.

Kesilmesin seninçün yükselen âh u vâhım,
Savrulsa ümitler hazan yaprakları gibi,
Duymam bir keder, Sen olduktan sonra penâhım,
“Sen, Sen” deyip inleyeceğim her dem ey Nebî!..

Geçse de aylar, günler, bir kere ben söz verdim,
Hak inayetiyle Sen yâdımda olacaksın;
Gelmediyse ufkundan ziya, o benim derdim,
Yaksa da nâr-ı hasret, gönülde kalacaksın.

Nurlu hayalin şimşek gibi çarpıp geçmekte,
Çarpsın isterim, benliğim her an kor kesilsin;
Gönlüm o vuslat demini her an beklemekte,
İsterse o enfes visal bir ölümle gelsin.

Gül yüzünün rengine hasret her zaman bu can,
Büyülendim ufkunun halesine ezelden,
Oluversin bu Kıtmîr’in canı Sana kurban,
Ona teşne yaşadı ömür boyu bu benden…

Sen Akla Gelince

Üzerim korkusu var sözlerimle,
Sen sadr u sinesi geniş Sultansın;
İştiyakım var sohbete Seninle,
Sen benim için biricik cânânsın.

Kalb ritmi değişir anılınca Sen,
Âh eder aşkınla yanar gönüller;
Hicranlar diner adın anılırken,
Ve bülbül kesilir ağızda diller.

Duyar ruh ıtır misal buram buram,
Tüllenirsin kalbimde güller gibi;
Hâsıl olur bu gönülde her meram,
Yaşar insan o sevgide edebi.

Bir kırık mızrabım dinlesin beni,
Sisli aynamda akseden cemâlin;
Sevmek isterim ölesiye Seni,
Dünyama renk katar Senin hayalin.

Uzakta olsam da hep içimdesin,
Nağmen en tatlı bestelerden ince;
Vefasız olsam da Sen gönlümdesin

Ve Gönüller Rikkatle Çarparken

Bu mübarek günler ve geceler, her şeye ve herkese kendi rengini, kendi tadını ve kendi şivesini katar; kucakladığı her şeyi yumuşatır, hülyâlaştırır ve tasavvurlarımızı aşan derinliklere ulaştırır. Çarşı-pazar, ev-ma'bed, okul-kışla hemen her yerde sezilen derin bir büyü, müminlerin simâlarında parıldayan uhrevilik, bakışlarından süzülen ilâhilik.. ve bilhassa gece saatlerinde gözlerimizin içine gülen rengârenk ışıklar, bize hep bir başka buudda yaşıyor olmanın nağmelerini fısıldarlar. Evlerinde, iş yerlerinde, mabetlerde gördüğümüz, karşılaştığımız her simâ, hep bir vuslat yolculuğu yaşıyor gibi, yer yer aşk u melâlle, zaman zaman da ümit ve beklentilerle dalgalanır ve bir duygu çağlayanı haline gelerek sonsuza akar.

Vird-i Zebânım Ol

Yıllar sonra yöneldim Senin sevgine,
Sevdim diyemem her şeye rağmen yine.

O sevgiye yetmez bu yaşaran gözler,
İfade edemez onu kuru sözler.

Ashabındı sevenlerin en ileri,
Can-feda idi Senin için her biri.

Seni sevmek en tatlı bir rüya imiş,
Seven sevmiş, sevmeyenler yolda kalmış.

Bak nurdan hayalinle yaşıyor gönlüm,
Düşündüğümde Seni coşuyor gönlüm.

Aşkınla her taraf nevbahar oluyor,
Gözlerde küsûflar silinip gidiyor.

Çalıyor firak derdi her an içimde,
Ey Yâr, sevgin Senin tek derman içimde!..

“Âşığım!..” diyemem gönlüm tam doymadı,
Uzaklardayım hâlâ çilem dolmadı.

Teveccühler kıl sevindir bu bendeni,
Vird-i zebân etsin dil her zaman Seni!..

Telif Hakkı © 2024 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.