9 Mayıs 1997 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi'nde, Hikmet Çetinkaya'nın Fethullah Gülen'e Karşı Yaptığı Gerçek Dışı ve Hakaretimiz Suçlamalarına Tekzip
9 Mayıs 1997 tarihli Cumhuriyet Gazetesi'nde, Hikmet Çetinkaya Muhterem Fethullah Gülen'e karşı yaptığı gerçek dışı ve hakaretimiz suçlamaları tekrarlamıştır. Gerçi söz konusu kişi tarafından ortaya atılan böylesine asılsız iddialara karşı, gereken hukuki yollara başvurulmuş ve bunun neticesinde mahkeme kararlarıyla birçok tekzip yayınlatılmış, yazar tazminat ödemeye ve çeşitli cezalara mahkum edilmiştir. Halen çok sayıda dava da görülmeye devam etmektedir. Bu hukuki durumun anlamı, yazarın ileri sürdüğü isnatların gerçek dışı ve tahkir edici nitelikte olduğunun Mahkemelerce de tespit edildiğidir. Hal böyle olunca, hukuka saygılı olan herkesin yerine getirmesi gereken davranış, haksızlık teşkil ettiği sabit olan yayınlardan vazgeçmesi ve kanunlara, basın ahlak ilkelerine uygun hareket etmesidir.
Buna karşılık Hikmet Çetinkaya, mahkeme kararlarıyla yayınlamak zorunda kaldığı tekziplerdeki açıklamalarımızı, Yargı tarafından verilen hükümlerin hukuki ve ahlaki bağlayıcılığını göz ardı ederek; toplumun değişik kesimlerince hoşgörü, uzlaşma ve diyaloğun sembolü olarak görülen müvekkilimiz hakkındaki iftiralarını ısrarla yinelemektedir. Bu hukuk dışı ve düşmanca tutumun, basın hürriyetinin en ağır biçimde kötüye kullanılışı olduğu ve gazetecilik sorumluluğuyla bağdaşmadığı açıktır. Diğer yandan belirtmek gerekir ki, Milli Kahramanımız Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde Türk Milletince yürütülen İstiklal Savaşı'mız sonunda kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin en temel özelliklerinden biri, onun bir hukuk devleti olduğudur. Hukuk devletinin varlık şartı ise, herkesin hukukun üstünlüğünü, yargı kararlarının bağlayıcılığını kabul etmesi ve Anayasa'daki hürriyetleri kötüye kullanarak yine Anayasa'da öngörülen kişilik haklarını ihlale yeltenmemesidir. Hukuk devleti ilkesine aykırı davranışların ise, Cumhuriyetimizin varlığına tehdit teşkil ettiği izahtan varestedir.
Nitekim, Hikmet Çetinkaya da yukarıda açıklanan tutumu ile, hukuk devleti ilkesini hiçe sayarak, kendince sahip çıktığını iddia ettiği cumhuriyet ilkeleriyle bizzat ters düşmüş olmaktadır. Söz konusu kişi, ciddi sayılabilecek hiç bir delile dayanmadan, sırf kendisiyle aynı dünya görüşünü paylaşmadıkları için, çeşitli kişi ve toplum kesimlerini cumhuriyet düşmanı ve devleti yıkmak için örgütlenmekle itham etmektedir. Muhterem müvekkilimizi de hedef alan ve yıllardır tekrarlanan bu isnatların herhangi bir doğruluğunun olmadığı bütün kamuoyunun malumudur. Gerçekte ise Muhterem Hocaefendi'nin mütefekkir oluşunun taşıdığı mesuliyetin bir gereği olarak toplumun gözü önünde yürüttüğü ilmi ve fikri faaliyet, değişik görüşteki kişi kuruluş ve gruplar nezdinde büyük bir kabul ve memnuniyetle karşılanmaktadır. Bunun sonucunda müvekkilimizin, milletimizin ve insanlığın hayrına olan bütün işlere düşünce, tavsiyeleriyle manen destek vermesinin, Hikmet Çetinkaya tarafından ısrarla cumhuriyet düşmanı bir örgütlenme olarak karalanması ise, gerçekte böyle meşum amaçlara hizmet edenlere cesaret vermek anlamına gelmektedir. Kamuoyuna duyurur, saygılarımızı sunarız.
Fethullah Gülen Vekilleri
- tarihinde hazırlandı.