• Anasayfa
  • Hukuk Köşesi
  • Tekzipler
  • Cumhuriyet Gazetesi'nde 8 ve 9 Ocak 1996 Tarihinde Yayınlanan Hikmet Çetinkaya İmzalı "Fethullah Hoca Öyküsü-1 ve 2" Başlıklı Yazılara Tekzip

Cumhuriyet Gazetesi'nde 8 ve 9 Ocak 1996 Tarihinde Yayınlanan Hikmet Çetinkaya İmzalı "Fethullah Hoca Öyküsü-1 ve 2" Başlıklı Yazılara Tekzip

Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi'nin, ülkemizde milli birlik ve bütünlüğümüz adına en çok ihtiyacı duyulan hoşgörü ve uzlaşma ortamının sağlanması için, bir Türk vatandaşı olarak üzerine düşen görevi yapmaya çalıştığı bir dönemde Hikmet Çetinkaya, yıllar önce yargı kararları ile sabit gerçekleri çarpıtarak, müvekkilimiz hakkındaki yalan, yanlış ve peşin hükme dayalı yayınlarına maalesef devam etmektedir. 8-9 Ocak 1996 tarihli yazıları, bunun tipik bir örneğini teşkil etmektedir.

Söz konusu yazıda, müteveffa Latife Uygur'un 1975 yılında Akyazılı Vakfı'nı yaptığı mal bağışının gayri iradi olarak gerçekleştiği ve bunda da Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi'nin katkısı olduğu iddia edilmektedir. Oysa gerçek bunun tam tersinedir.

Latife Uygur söz konusu bağışı 1975 yılında bağışladığı malların intifa hakkı ölünceye kadar kendi üzerinde kalması kaydıyla yapmış, aradan 11 yıl geçtikten sonra bağışın eşi İhsan Uygur'un baskısı ile gerçekleştiği iddiasıyla mahkemeye başvurmuştur.

Gerek davacının mahkemeye başvuru dilekçesinde, gerekse mahkeme safahatının herhangi bir aşamasında, Latife Uygur ve avukatı Ahmet Ceylan'ın, bu bağışın Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi'nin doğrudan veya dolaylı baskısı ile yapıldığına dair en ufak bir iddia ve iftirası olmamıştır. Davacının avukatı Ahmet Ceylan, mahkemeye sunduğu 2.1.1987 tarihli delil listesinin 5. Maddesinde, o tarihteki vakıf yetkililerinden Naci Şençekicer ile Yusuf Pekmezci'yi ve Latife Uygur ve eşi İhsan Uygur çifti ile olan tanışıklığı nedeniyle Fethullah Gülen Hocaefendi'yi kendi şahitleri olarak bildirmiş ve Hikmet Çetinkaya'nın köşesinde gerçek dışı ifadelerle töhmet altına alınan bu muhterem kişiler mahkemede sadece davacı adına şahitler olarak dinlenmişlerdir. Ayrıca, mahkeme safahatının hiçbir bölümünde ne davacının ne de avukatının, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin Latife Uygur'a bağış telkininde bulunduğuna veya bağışlama işiyle alakası olduğuna dair en ufak bir ifadeleri geçmemiştir.

1975 yılında yapılan bağış olayının üzerinden11 yıl geçtikten sonra Latife Uygur adına avukatı Ahmet Ceylan tarafından açılan tapu iptali ve tescil davası, davacının 11 yıl gibi uzun bir süre baskı altında tutulamayacağı sonucuna varan Manisa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1986/51 E, 1989/57 K, 13.2.1989 tarihli kararı ile reddedilmiş ve davacı tarafın Yargıtay nezdindeki temiyiz ve tashihi kara talebi de reddedilerek, karar kesinleşmiştir. Ayrıca, bağışlamaya konu malların kullanma ve yararlanma hakkı ölünceye kadar Latife Hanım'da bulunduğu için, adı geçenin maddi hiçbir sıkıntısı hiçbir zaman söz konusu olmamıştır.

Yargı kararlarıyla kesinleşmiş ve hukuka, vicdana ve ahlaka aykırı hiçbir yanı olmadığı tescil edilmiş bir meselenin, Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi'nin milletimizin birliği ve dirliği adına ülkemiz çapında hoşgörü ve uzlaşma ortamı meydana getirmek için en tabii vatandaşlık görevini yapmaya çalıştığı bir zamanda tamamen çarpıtılıp, ters yüz edilerek gazete sütunlarında gündeme getirilmesi, ne bir hukukçuya, ne de görevi okuyucuya doğruları sunmak olan bir köşe yazarına asla yakışmamaktadır. Bunun basın ahlak ve ölçüleri ile uyuşan hiçbir yanı da yoktur. Bütün kamuoyu gibi biz de merak etmekteyiz; Hikmet Çetinkaya, Türk basın tarihinde belki tekzip alma rekoru kırmış bir gazeteci olma pahasına, ahlaka, kamu ve vicdanına ve hukuka aykırı hiçbir davranışı görülmemiş ve her kesimi ile milletimizin teveccühüne mazhar olmuş bulunan Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi hakkında rencide edici gerçek dışı yayınlarına ısrarla neden devam etmektedir? Doğruları saptırmadan kamuoyuna aktarma görev ve hakkına sahip bir gazetecinin, bu hakkı kötüye kullanmaması gerektiği, her insaf ve vicdan sahibinin kabul edeceği bir husustur.

Bu vesile ile sayın kamuoyuna bir defa daha açıklamak istiyoruz ki, Çetinkaya'nın Fethullah Gülen Hocaefendi ile ilgili olarak adeta bir şahsi kin ve düşmanlık davası halinde sürdürdüğü karalama kampanyasına rağmen, Muhterem müvekkilimizin hoşgörü ve uzlaşma adına ortaya koyduğu çabalar, engellenmesi mümkün değildir. O, ülkemizin bugün her zamankinden daha fazla muhtaç olduğu iç barış, birlik ve saygı ortamına kavuşması yönündeki gayretlerine toplumun her kesimini kapsayacak biçimde devam edecek ve inanıyoruz ki, bugün buna karşı çıkanlar, bugün olmazsa yarın bu çabalara en azından vicdanlarında 'evet' diyeceklerdir.

Kamuoyuna saygılarımızla duyururuz.

Fethullah Gülen Vekilleri

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2024 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.