• Anasayfa
  • Hukuk Köşesi
  • Tekzipler
  • Cumhuriyet Gazetesi'nin 3 Aralık 1997 Tarihli Nüshasında, Hikmet Çetinkaya Tarafından Yazılan Yazıda, "Moon Tarikatı" Olarak Adlandırılan, ABD'de Kurulu "Birleşme Kilisesi (Unification Church)" İsimli Bir Kuruluş Arasında Bağlantı Olmadığına Dair Tekzip

Cumhuriyet Gazetesi'nin 3 Aralık 1997 Tarihli Nüshasında, Hikmet Çetinkaya Tarafından Yazılan Yazıda, "Moon Tarikatı" Olarak Adlandırılan, ABD'de Kurulu "Birleşme Kilisesi (Unification Church)" İsimli Bir Kuruluş Arasında Bağlantı Olmadığına Dair Tekzip

Cumhuriyet Gazetesi'nin 03.12.1997 tarihli nüshasında, Hikmet Çetinkaya tarafından yazılan yazıda, Muhterem Müvekkilimiz hakkında yine bütünüyle hayal ürünü iddialarda bulunulmuştur.

Artık bütün kamuoyu bu yazıyı kaleme alan kişinin her hangi bir olayı muhterem Fethullah Gülen ile ilişkilendirerek, malum isnatlarına hedef yaptığını bilmektedir. Nitekim Cumhuriyet Gazetesi'nin bu mensubu, Muhterem Hocaefendi hakkında ileri sürdüğü bu asılsız ithamları nedeniyle bir çok tekzibi mahkeme kararı ile yayınlamak zorunda kalmış, bir o kadarını da mahkeme kararıyla yayınlamak mecburiyetinde olduğu halde bundan imtina ettiği için çeşitli cezalara çarptırılmıştır. Yine bu karalama kampanyası dolayısı ile aynı kişi tazminat ödemeye mahkum olmuş ve hakkında açılan çok sayıdaki ceza ve tazminat davası halen devam etmektedir.

İşte söz konusu yazıda da, muhterem müvekkilimizin ismi ile 'Moon Tarikatı' olarak adlandırılan, ABD'de kurulu 'Birleşme Kilisesi (Unification Church)' isimli bir kuruluş arasında bağlantı kurma çabası da, bu karalama kampanyasının ürünü olmaktan başka bir anlam taşımamaktadır. Bu iddia sahibine göre, Merhum Kasım Gülek, adı geçen kilisenin Türkiye'de ki temsilcisi idi, Muhterem Hocaefendi de merhum Gülek'in cenaze namazını kıldırmıştır, o halde Fethullah Gülen de bu kuruluşla sıkı bir bağlantı içindedir!?

Öncelikle belirtmemiz gerekir ki, Merhum Kasım Gülek'in böyle bir kuruluşla bir bağlantısının olup olmadığı, muhterem müvekkilimizin bilmediği , bilemeyeceği bir husustur. Kaldı ki vefat etmiş bir kimsenin hayatta iken gösterdiği faaliyetleriyle ya da savunduğu fikirleriyle, onun cenaze namazını kıldıran kişiyi sırf bu nedenle ilişkilendirmenin hiç bir mantığının olmadığı apaçık ortadadır. Cenaze namazı kıldırmak belli şartları haiz kişilerin yerine getirebileceği dini bir görevdir. İşte muhterem Hocaefendi de, özellikle müteveffa yakınlarının talebi üzerine, bazı kişilerin cenaze namazını kıldırmıştır. Bu kişiler ise değişik dünya görüşüne sahip olmuşlardır. Ancak muhterem Fethullah Gülen'in kutsi bir görev olan cenaze namazı kıldırmasının, bu kişilerin hayattayken savundukları fikirleri veya yaptıkları işleri tasvip edip etmemesi gibi bir açıdan değerlendirilmesi mümkün değildir. Nitekim kendisi, CHP'li olan merhum Gülek'in cenaze namazını kıldırmış ve MHP lideri Alparslan Türkeş'in de cenaze namazına iştirak etmiştir. Ölen kimseler hakkında ki bu dini ve insani nitelikteki son görevlerin, bir takım kimselerce bazı suçlamaların gerekçesi yapılması ise söz konusu kişilerin ne ölçüde art niyetli olduklarını aşikare ortaya koymaktadır.

Diğer yandan bütün hayatını, dünyevi bir makam mevki vs. beklentisi içinde olmadan, İslâmın sevgi ve kardeşlik mesajının araştırılmasına ve bunun ayırım gözetmeksizin herkese doğru biçimde iletilmesine vakfetmiş bir şahsiyetin, Hıristiyanlık dininin müessesesi olan bir kiliseyle yazıda iddia edildiği gibi 'sıkı bir ilişki' içinde olabilmesinin, söz konusu dahi edilemeyeceği gün gibi ortadadır. Aynı şekilde gerek düşünceleri gerekse yaşayışı itibariyle her zaman doğruluğu, dürüstlüğü iyiliği ve hukuka saygıyı temsil eden bir şahsiyet olan muhterem Fethullah Gülen'in yine aynı yazıda ileri sürüldüğü üzere, her hangi bir okula 'sahte sağlık raporu ile öğrenci yerleştirmek' gibi hukuka aykırı davranışlarla ilgisinin olabileceğini iddia etmek, en hafif değimi ile ancak kuru iftira olarak nitelendirilebilir. Nitekim söz konusu isnat sahibi, daha önceden aynı iddiasının gerçek dışılığı ve kişilik haklarını ihlal etmesi nedeniyle İst. 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 94/457 ve 490 E. sayılı mahkeme kararıyla tazminat ödemeye mahkum olmuştur.

Bu vesileyle bu güne değin bu ve benzeri iddialarının hiç birini kanıtlayamayan iddia sahiplerini, bir kez daha yargı önünde ispata davet ediyor; basın hürriyetini kötüye kullanarak bu iftira ve karalama kampanyasını yürütenler hakkında, hukukun imkan tanıdığı bütün yaptırımların uygulanması için gerekenin yapılacağını vurgulamak istiyoruz. Saygılarımızla.

Fethullah Gülen Vekilleri

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2024 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.