KON-TV'de 17 Nisan 1997 Tarihinde Anahaber Bülteninde Yayınlanan Fethullah Gülen'e Yönelik Bazı İddialara Tekzip
KON-TV'nin 17.4.1997 tarihli ana haber bülteninde Muhterem Fethullah Gülen'in memleket meseleleri hakkındaki açıklamaları tahrif edilerek, onun hakkında haksız ve yersiz isnadlar ortaya atılmıştır. Nitekim söz konusu yayında Hocaefendi'nin, bazı toplum kesimlerine ve belli bir partiye karşı 'düşmanca' bir tutum takındığı gibi, gerçek dışı iddialarda bulunulmuştur. Halbuki toplum nazarında da, barışın ve kardeşliğin sembolü olarak kabul görmüş olan ve yüce dinimizin sevgi mesajını karakterinde vazgeçilmez bir lazime şeklinde taşıyan Fethullah Gülen gibi mümtaz bir şahsiyetin, söz konusu haber bülteninde iddia edildiği gibi 'sırf belirli mihrakları memnun etmek için' bazı açıklamalarda bulunmasının mümkün olamayacağı, sağduyulu herkes tarafından bilinen bir hakikattir.
Yine aynı yayında, muhterem müvekkilimizin, gerek İslam'ın gerekse tarih mirasımızın ortaya koyduğu hoşgörü ilkesinin bir gereği olarak, farklı dinlerin ve görüşlerin mensuplarıyla yaptığı görüşmelerin inanan insanlara karşı bir davranışmış gibi gösterilmesi ise, ya bilgisizliğin ya da kötü niyetin bir sonucu olabilir. Çünkü farklılıklarından dolayı kimseyi hor görmeden ve herhangi bir zora başvurmadan, insanlara, dinimizin doğru mesajını iletmeye gayret etmek; kavga ve kargaşayı önlemek için, 'yozlaşmadan uzlaşmak' şiarı çerçevesinde herkesle diyalog içinde olmak, herhalde en çok 'inançlı kesimlerin' yararına bir faaliyettir.
Diğer yandan, bahsi geçen yayında, muhterem Gülen'in kılık-kıyafeti eleştiri konusu yapılarak , onun bu şekliyle sünnete muhalefette bulunduğu yolunda insaf ölçülerini aşan, onun manevi şahsiyetini karalamaya yönelik iftiralara yer verilmiştir. Yayınlanmış bütün eserlerinde, Peygamber Efendimizin her Müslüman için örnek ve önder oluşunu, hiç bir kuşkuya yer vermeyecek bir biçimde, hem ilmi hem de edebi olarak ortaya koymuş olan Muhterem Hocaefendi'yi bu şekilde suçlamak, ancak siyasi hırsların bulandırdığı akılların eseri olabilir. Kaldı ki müvekkilimizin İslam kurallarına aykırı bir kılık ve kıyafet içinde olmadığı da bütün kamuoyunca görünmekte ve bilinmektedir. Ayrıca, kılık-kıyafet hususunu bu şekildeki asılsız bir iddianın konusu yapmak ise, ülkemizin sorunlarının çözümünü, illa da belli bir şekilde giyinmeye veya giyinmemeye bağlayan zihniyetin değişik bir izdüşümü saymak gerekir.
Müvekkilimizin siyasetle uğraştığı yolundaki iddiaya da burada tekrar açıklık getirmek istiyoruz. Çeşitli vesilelerle kamuoyuna açıklandığı üzere, Hocaefendi'nin belirli bir siyasi partinin desteklenmesi ya da engellenmesi gibi gündelik politik faaliyetlerle hiç bir ilgisi yoktur. Kendisi her zaman partiler üstü konumunu muhafaza etmeye özen göstermektedir. Ancak bu durumun, bir ilim ve fikir adamı olarak onun da, Türkiye ve Dünya meseleleri hakkında görüş açıklamasına mani olmaması gerekir. Çünkü sorunların çözümü için önerilerde bulunmak, sorumluluk sahibi her vatandaşın olduğu gibi, milletimizin mümtaz şahsiyetlerinin de hakkı ve görevidir.
Nitekim, Muhterem Hocaefendi'nin Kanal D'ye yaptığı açıklamalar da, son derece mühim olan bu sorumluluğun tabii bir sonucu olarak gerçekleşmiştir. Müvekkilimiz bu mülakatta, toplumda gerginliklerin giderilmesi zorunluluğuna işaret ederek; dini doğruların gösteri haline getirilmemesini, siyasetin sadece menfaatlere göre değil ahlaki ilkelere uygun olarak yürütülmesine dikkat çekmiştir. Ayrıca, yolsuzluklara ve haksızlıklara karşı durulmasının, idarecilerin liyakatli olması gereğinin altının çizildiği bu konuşmada; laikliğin herkesin din ve inanç hürriyetini hakkıyla yerine getirebilmesi biçiminde anlaşılması gereği izah edilmiştir. Belirtilen bütün bu konular hem İslami değerler hem tarihi hakikatlerle gerekçelendirilmiş ve toplumda sert tartışma ve gerilimlere neden olan sorunlara ilişkin makul ve uzlaştırıcı çözüm önerileri ileri sürülmüştür. İlmi ve mantıki dayanakları böylesine sağlam görüşlerin ise belli bir parti, kesim veya lidere karşı hücum biçiminde yorumlanması mümkün değildir. Nitekim sağduyulu bütün vatandaşlarımız, Muhterem Fethullah Gülen'in açıklamalarını büyük kabul ve sevinçle karşılamışlardır. Buna karşılık, KON-TV'deki yayında Türk Milletine ümit veren bu mesajlar çarpıtılarak, siyasi bir polemik yaratılmış ve müvekkilimizin şahsında haksız ithamlarda bulunulmuştur.
Sonuç olarak, ülkemizin ve Türk Milletinin her yönüyle kalkınmasına manevi harcıyla iştirak eden muhterem Fethullah Gülen'i kısır siyasi çekişmelerin tarafı yapmak gayretlerinin beyhude olduğunu, kendisinin İslam'ın birlik, barış, kardeşlik ve sevgi mesajının herkese iletilmesi çalışmalarına bütün gücüyle devam edeceğini bir kez daha duyurur, saygılarımızı sunarız.
Fethullah Gülen Vekilleri
- tarihinde hazırlandı.