Sabah Gazetesi'nde 21-25 Haziran 1999 Tarihlerinde Yayınlanan "Fethullah Gülen'in Dünü, Bugünü ve Hedefi" Başlıklı Yazı Dizisine Tekzip
Sabah Gazetesi'nin 21, 22, 23, 24 ve 25 Haziran 1999 tarihli nüshalarında, İstihbarat Birimlerinin 'Fethullah Gülen, Dünü, Bugünü, Hedefi' başlıklı 11 sayfalık bir rapor hazırladıkları ve bunun da Milli Güvenlik Kurulu'na sunulduğu iddia edilmektedir.
Öncelikle belirtmek isteriz ki, müvekkilimize karşı haksız ve ağır isnatların yer aldığı bu yayınlarda ileri sürülen bir raporun hazırlandığı ve bu raporunda MGK'da görüşüldüğü iddiası bütünüyle gerçek dışıdır. Nitekim, bu uydurma raporların söz konusu gazetede yayınlanmasından sonra, gerek Genelkurmay Başkanlığı gerek Milli Güvenlik Kurulu ve Sayın Başbakan tarafından yapılan açıklamalarda, bu raporların devlet kurumlarınca hazırlanmadığı ve bunların Milli Güvenlik Kurulu'nda görüşülmediği kamuoyuna açıklanmıştır. Örneğin Genel Kurmay Başkanlığı Genel Sekreterliği'nin 25 Haziran 1999 tarih ve 101 no'lu bülteniyle kamuoyuna duyurulan basın açıklamasında 'Basın Yayın Kuruluşlarında tamamı veya alıntıları yayınlanan raporların hiçbiri Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından hazırlanmamış, Milli Güvenlik Kurulu dahil, herhangi bir platformda gündeme getirilmemiş ve bu konu ile ilgili bir kaset verilmemiştir. ' denerek, bazı çevrelerin TSK'yı Fethullah Gülen'e yönelik karalama kampanyasına, alet etme çabalarına en açık cevabı vermiştir.
Diğer yandan düzmece raporları TSK'ya atfederek yayınlattırılması olayı ülkemizde bazı gerçeklerin bir kez daha gün yüzüne çıkmasına da vesile olmuştur. Nitekim, kamuoyuna bu son rapor mizanseni, belirli bir çevrenin amacının, çeşitli komplolarla Fethullah Gülen'i iftiraya varan iddialarla suçlayarak, onun kamuoyunda sahip olduğu itibarı zedelemek ve onu yıpratmak olduğunu göstermiştir. Bunun nedeni ise Sayın Gülen'in bir ilim ve fikir insanı olarak göstermekte olduğu hoşgörü, diyalog ve ulusal uzlaşma yönündeki halisane gayretlerinin engellenmesidir. Çünkü ülkemizde yıllarca ithal malı, totaliter rejimlerin savunuculuğunu yapmış olan dar bir çevre, şimdilerde bu amaçlarını başka şekillerde gerçekleştirmek istemekte ve bunun önünde engel olarak gördükleri Fethullah Gülen gibi toplumumuzun manevi dinamiklerini hukuk dışı yöntemlerle sindirmeye çalışmaktadırlar.
Böylece geçmişte devletimize ve Türk Milletinin asli değerlerine karşı olduklarını her biçimde ortaya koymuş olan bir grup, bugün de bu gayelerini değişik şekillerde kamufle ederek aynı amaçlarına farklı yöntemlerle ulaşma gayreti içindedirler. İşte bu nedenledir ki, Fethullah Gülen'in Türkiye'nin her alanda kalkınması ve ülkemizde insan haklarına dayalı, gerçek anlamda demokratik, laik bir hukuk devletinin var oluşuna yönelik ilmi ve fikri faaliyeti, bu çevrenin hukuka aykırı nitelikte bir saldırısına maruz kalmaktadır. Nitekim, bugüne değin müvekkilimiz hakkında sürekli olarak gerçek dışı iddiaları ortaya atanlar, bu iddialarını yargı önünde ispata davet edilmiş ancak bu iddialar hiçbir şekilde kanıtlanamamış ve söz konusu iddiaların gerçek dışı ve kişilik haklarını ihlal eder nitelikte olduğu çok sayıda kesinleşmiş mahkeme kararıyla ortaya konmuştur. Bazen de bu iddia sahipleri basın özgürlüğünü kötüye kullanarak, Fethullah Gülen hakkında ortaya attıkları hayali suçlamalardan dolayı onunla ilgili bir takım kovuşturmaların açılmasına sebebiyet vermişlerdir, ancak bütün bunlarda Türk Yargısı'nın verdiği takipsizlik kararlarıyla sonuçlanmıştır. Ayrıca sağduyulu kamuoyu da bu yıpratmanın ve karalama kampanyasının arkasındaki meş'un niyetleri, çok iyi bilmiş olması nedeniyle Fethullah Gülen ile hoşgörü ve uzlaşma gayretlerine olan desteğini artırarak devam etmiştir. İşte son günlerdeki çarpıtma kaset ve düzmece rapor yayınlarıyla aynı oyun tekrarlanmak istenmektedir. Ancak biz geçmişte olduğu gibi bugünde yargı organlarımızın Fethullah Gülen'e yönelik bu haksız saldırıya karşı hukuken gerekli olan cevabı vereceğine inanıyoruz. Çünkü, Fethullah Gülen Anayasamızda öngörülen temel hak ve özgürlüklerin çerçevesinde ve bütünüyle hukuka uygun olarak fikirlerini kamuoyuna anlatmakta ve toplumumuzda Türkiye'nin bölünmez bütünlüğü ile milli ve manevi değerler asgari müşterekinde birleşen bütün kesimler arasında, bir diyalog ve hoşgörü ortamının pekiştirilmesi gayreti içindedir. Nitekim, müvekkilimizin toplum önünde gerçekleşen bütün bu faaliyetleri ve kamuoyuna sunduğu çok sayıda yazılı, sözlü ve görsel eserleri incelendiğinde bu husus herkes tarafından kolaylıkla tespit edilebilir.
İnsanlarımızı başta eğitim ve öğretim olmak üzere ülkemizin diğer bütün sorunlarının çözümünde fikren yol gösteren, onları ülke menfaatine olan işleri yapmaya teşvik eden müvekkilimizin bu düşüncelerini anlatmasının ve bunların toplum nezdinde büyük bir kabul görmesinin, hukuk dışı bir örgütlenme veya benzeri yapılanmayla ilgisi olamayacağı açıktır. Müvekkilimizin, yukarıda belirttiğimiz ve samimi olan herkes tarafından kabul edilen bu halisane gayretlerin, hayali suçlamaları içeren düzmece raporlarla engellemek isteyenlerin, ne gibi art niyetler taşıdığının takdirini ise sayın kamuoyuna bırakıyoruz.
Bu gerçekler karşısında Fethullah Gülen'i yasadışı bir örgütlenmeyle suçlayanlara bir kez daha hatırlatmak istiyoruz ki; Her vatandaş gibi Anayasal haklarını kullanarak Türkiye'nin ve Türk Milleti'nin barış ve birlik içinde kalkınması için ilmi ve fikri faaliyet gösteren; her tür totalitarizm'e ve şiddete karşı olan; hiçbir makam ve maddi karşılık beklentisi içinde olmadan milletine ve insanlığa hizmeti şiar edinen; millet ve memleket sevdalısı bir mütefekkiri, düzmece raporlarla karalamak isteyenler bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da gereken cevabı hukuki zeminlerde bağımsız yargı organlarınca alacaklardır.
Fethullah Gülen Vekilleri
- tarihinde hazırlandı.