İbrahim'i Bir Nükte

Fethullah Hocaefendi ile Papa arasındaki görüşmenin ayrıntılarını okuduğumda birbirinden farklı iki âlem olduğunu zannettiğimiz İslâm ve Hıristiyan dünyasının aslında ne kadar çok müştereki olduğunu bir kere daha hatırladım.

Bu iştirak noktaları zannımca Hıristiyan dünyasında pek az bilinen ve tâlim edilen hakikatlerdir; Hıristiyanlar vasatî itibarla Hz İsâ'yı kendi nokta-i nazarlarından son peygamber kabul etmekle biz Müslümanlara karşı nispeten daha sert bir tarihî bakış açısı geliştirmiş bulunuyorlar. Buna mukabil, yukarda özetlemeye çalıştığım Kur'ân yaklaşımının yeni vasatî itibarla bizde de pek yaygın bir bilgi hâlinde taşındığı söylenemez. Bu çerçevede ziyaretin evvelâ iki komşu âlem arasında bir anlayış ve sempati alâkası çiçeklendirmesini kuvvetle ümit edebiliriz. Allah'tan başkasına kulluk etmemek, ona gizli ve açık niyetle ortak koşmamak, emanet ehli olmak ve hakkı tutup yükseltmek gibi vasıflarda bu iki dünyanın samimi bir muarefe ve işbirliği içine girdiğini tahayyül ediniz; dünya barışı için bu ne kadar büyük bir adım olurdu ve Rızâ-yı Bari'yi ne kadar hoşnut ederdi.

Bu görüşmede Hocaefendi tarafından teklif edilen ve üç İbrâhimî dinin ihtiyaçlarına cevap veren yeni bir Harran Üniversitesi fikrinden heyecan duymayan bir insaf sahibi tahayyül edilebilir mi? Şimdi gözlerinizi kapatıp böyle bir üniversitenin teşkil edildiğini, lisans seviyesinden başlamak üzere doktora ötesi kurlara kadar her seviyede kaliteli bir müfredâtın tatbik edildiğini, koridorlarda, amfilerde, bahçelerde Hıristiyan, Müslüman ve Mûsevî talebelerin, öğretim üyelerinin merhabalaşıp ayaküstü sıcak sohbetler pişirdiğini, öğrencilerin misafir statüsüyle çaprazlama ders ve seminerlere katıldığını, her yıl ferden veya müştereken ilmî toplantılar tertip edildiğini, bu eğitim kurumunun dünyanın her yanından öğrenci cezbettiğini ve üstelik bu güzelliklerin İbrahimî geleneğe vatan olmuş bir coğrafyanın kalbinde, Harran'da gerçekleştirildiğini düşünün; kuvveden fiile geçmesi bir yana, tasavvuru bile İbrâhimî bir nükte değil mi ve bu üniversite günün birinde teşekkül ederse isminin Hz. İbrâhim'e izafe edilmesi o büyük rûhu şad etmez mi? Ümid edelim ki bu mülâkat, kalıcı ve uzun bir anlayış ortamına başlangıç teşkil etsin; netice itibariyle Şeyh Sâdi merhûmun dediği gibi, Âdem oğulları birbirinin uzvu gibidir ve günün birinde hepimizin hesaba çekileceği o büyük gün bütün beşeriyeti istiâb edecektir. Çoktandır büyük düşünmeyi unutmuştuk; zihnimizi ve ufkumuzu çemberleyen onca alelâdeliğin ortasında bize kürevî heyecan ve perspektifler açanlara şükran borçluyuz.

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.