O Hengâmede...
Örnek çok da, güncelliği bakımından Fethullah Gülen'in başına gelenler yeterince göz açıcı.
Gülen, aslında, yurdun çeşitli köşelerinde dinî hizmetler vermiş, irşat faaliyetlerinde bulunmuş bir vâiz; devlet memuru iken başlattığı 'sivil topluma önderlik' misyonunu emekliliği sonrasında eğitim alanında yoğunlaştırdığı biliniyor. Yurt içi ve dışında, hemen hepsi onun tavsiyeleriyle kurulmuş, teşvikiyle devam eden yüzlerce okul bulunuyor. Yurt içindeki okullar, üniversite sınavlarında olduğu kadar uluslararası bilim olimpiyatlarında da altın madalya toplayan öğrenciler yetiştiriyorlar. Yurt dışındaki eğitim kurumları ise, yaygın seçenekli müfredat programı ile bulundukları ülkelerin en zeki çocukları için birer câzibe odağı...
Böyle kapsamlı bir hizmet halkasının sürdürülebilmesi, dünya tarihinde başka örneklerden de bildiğimiz gibi, sadece bir kişinin hayatını bütünüyle vakfetmesiyle mümkün olmaz; ona inanan, güvenen ve sözlerini dinleyen bir topluluğun varlığını da gerektirir. Fethullah Gülen'in tavsiyeleriyle oluşan hayır halkası, herbiri başlangıçta tek bir kişinin görüşüyken, bugün binlerce (bazen milyonlarca) insanı çizgisinde toplamış uluslararası pek çok hasbî girişimden biri... Bir çoğu kendisini görmemiş bağlıları, rahatlarını bozma, hatta kendi öz evlâtlarını ihmal etme pahasına, başkalarının çocukları iyi yetişsin diye, yapılmak istenenin değerine inanarak, faaliyet gösteriyorlar...
Devlet Güvenlik Mahkemesi'nin (DGM) aldığı 'çetecilik suçu' ile dâvâ açma kararı bu insanların iştahını kapatma, heveslerini kırma istidadı taşıdığı için önemli. Bu kararı yanlış yorumlayanlar, hayırda yarışmak, maddenin baş tacı olduğu günümüzde kolay göze alınamayacak fedakârlıklara râzı olmak sanki suçmuş gibi algılayanlar çıkabilir. Oysa, hep biliyoruz, önümüzdeki dönem, bütün dünyada gönüllü birlikteliklerin belirleyiciliğinde oluşacak. Devletin temel hizmetler dışındaki görev alanlarını sivil topluma bırakarak geriye çekildiği bir dünyada, Türkiye de, çok sayıda Fethullah Gülen'e ihtiyaç duyacak; onun açtığı çığırı izleyenlerin gerçekleştirdiği örneklerin başkaları eliyle de dünya sathına yayılmasının teşvik edilmesi gerekecek...
Tamamen iç siyaset üzerindeki konjonktürel baskı, inancı yadırgayan, inançlı insanı hafife alan bir anlayışın güncel borsada yükselişi, paranoya eşiğinde dolaşan abartılı korkulara teslimiyet günün modası; o moda yüzünden değerler sistemi de altüst. Örnek gösterilmesi gerekenler 'istenmeyen' durumunda, marjinalliği ifrata vardırmışlar ise topluma 'örnek' olarak sunulabiliyor... Böyle bir çarpık ortamda, hiçbir aykırılığı yadırgayamıyoruz...
DGM savcısı ile onun getirdiği dosyaları değerlendirerek 'çetecilikten' dâvâ açan yargıç, bu davranışlarında elbette özgürler; ancak olayın Türkiye'deki hukuk sisteminin 'kendine özgülüğü' ile ilgili bir yönü de var: Dâvânın olağan-dışı bir mahkeme olan DGM'de açılabilmesi için olaya 'çete' unsuru katılması zorunluydu; bu da konuyu bir kişinin yargı önünde hesap vermesi olmaktan çıkarıp çok daha derin ve kalıcı sonuçları olabilecek bir vahim gidişi ihtimal dahiline sokuyor. Fethullah Gülen'den ve onu sevenlerden bağımsız olarak ele alınıp teşvik edilip yaygınlaştırılması gereken bir gönüllü hizmet anlayışının, şu noktada önünün kesilmesinden endişeliyiz...
Topluma önder olanlar, geçmişte, bir çok sıkıntılar çektiler; buna bizim kendi tarihimiz de tanık. Dünya o günleri epeydir geride bıraktı, dünya sistemiyle uyumlu davranmada istekli görünen Türkiye de, bazıları direnseler bile, bu gelişmeye sonunda ayak uyduracak. Umut, bunun, fazla gecikmeden ve ele güne rezil olmadan gerçekleşmesinde...
- tarihinde hazırlandı.