Fikir Atlası

Bu haftaki kitabımız Nil Yayınları'ndan. 'Fikir Atlası 5' adlı eserin yazarı M. Fethullah Gülen Hocaefendi. Akıcı bir üslup, dikkatlice seçilmiş ifadeler, her söz yerli yerince döşenmiş ve ilmek ilmek örülmüş bir fikir atlası.

Fikir Atlası'nı bayramda okumaya çalıştım. Her hastalığa özel ilaçların sunulduğu bir eczane gibiydi. Toplumu ve dünyayı tanımak için Fikir Atlası'na müracaat etmenin önemli olduğunu söylemek isterim.

İnsanlar, hiçbir zaman içinde bulundukları zamandan hoşnut olmamışlardır. Bazıları geçmişe, bazıları da geleceğe kaçmış ve böylece kendilerini ve hayal dünyalarının tatmin yollarını araştırmışlardır.

Materyalist ve pozitivistler, geleceği düşünüp geleceğin pembe dünyalarının hayaliyle, hali değerlendirmeye çalışırken, biraz inancı olanlar da, hali geçmişin sağlam temelleri üzerine bina ederek, ümitle azmin verdiği enerji ve kuvvetle geleceğin hülyalı maviliğine doğru koşmuşlardır.

İşin en realistçesi ve dengeli olanı da bu olsa gerek. Zira biz, ne geçmişten, ne de gelecekten kopuk tek taraflı bir dünya kuramayız. Gelecek çok önemlidir ve onun bu önemine binaen, halin değerlendirilmesi de ayrı bir önem kazanır. Fakat geçmişi olmayan milletler için bunların ikisinin de önemi kalmaz, hatta söner gider.

Eser, altı bölümden oluşmakta. Birinci bölüm, 'Tarihi Prizma.' İkinci bölüm 'Ruhi Hayat.' Üçüncü bölüm, 'İman Esasları Etrafında.' Dördüncü bölüm, 'Perspektif.' Beşinci bölüm, 'Bir Demet Sosyal Mesele.' Altınca bölüm, 'Sözün Özü' adını taşıyor ve her bölüm kendi içinde günümüz meselelerine ışık tutan bal peteklerinden oluşmuş.

M. Fethullah Gülen Hocaefendi'nin 'Mü'min ve Kafir Kul' başlıklı yazısını paylaşmak istiyorum.

'Allah'ın bir mü'min, bir de kafir kulu vardır. Kafir O'nu inkar ediyor hem de afaki ve enfüsi onca delil ve burhanlara rağmen. Mü'min ise kainat meşherini didik didik edip adeta altını üstüne getiriyor ve O'nu anlamaya, duymaya çalışıyor.

İşte bundan dolayı elbette yeryüzü, onu anlayan ve duyana ait olacak; onu anlamsız, çöplüğe atılacak bir cisim, bir nesne olarak görene değil. Zaten Allah (c.c.) dünyayı salih kulları için yarattığını, onları yeryüzünün mirasçıları kıldığını, 'Şurası muhakkak ki Biz, Tevrat'tan sonra Zebur'da da; dünyaya salih kullarım varis olacak diye yazmışızdır.' (Enbiya Suresi, 21/105) ayeti ile ifade etmektedir.

O halde mü'min, dünyanın dört bir yanına yayılmalı ve ruhunun ilhamlarını boş gönüllere üflemeye çalışmalıdır. Ayrıca Allah (c.c.) kafirlerin, mü'minler üzerinde hakimiyet kurmalarına fırsat vermeyeceğini beyan etmektedir ki, bakınız, (Nisa Suresi, 4/141) bu da çok önemlidir.

Yalnız burada dilin hususiyetlerini de göz önünde tutarak bir hususa dikkat çekmek istiyorum. Ayette hem 'kafirler' kelimesinde, hem de 'mü'min' kelimesinde harf-i tarif vardır.

Bunun anlamı; Allah (c.c.) imanda mutlak kemale ermiş mü'minler üzerine kafirlerin hakimiyetine yol vermeyecek demektir. Aksi halde, onlar kamil manada mü'min değilseler, kafirler onların üzerinde hakim olabilirler demektir. O halde herkes başının çaresine bakmalı, kat'iyen ferden ya da cemaaten başka milletlerin sultası altına girmemelidir.'

M. Fethullah Gülen Hocaefendi'nin bu ifadelerinden sonra şöyle İslâm alemine baktığımızda gerçekten durum çok vahim. Hangi İslâm ülkesinin başında kafirlerin sultası yok ki. 'Mü'minler kardeştir' ayetini galiba yanlış anlıyoruz ve; 'İki günü birbirine eşit olan ziyandadır' hadisi şerifini idrak edemiyoruz. Bu ayet ve hadisi şerif etrafında 'mü'min' olabilmeyi yeniden değerlendirmek lazım gibime geliyor.

Eser hakkında bilgi için Nil Yayınları: 0216- 522 09 99

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.