Hind’in derûnî sesi-1
Bizlere her zaman Hindistan’dan güzel haberler taşıyan Yunus Hocamız, son durumu şöyle özetliyor:
Ekim 2012’de provoke maksatlı olduğu tâ baştan anlaşılan malum film ile Peygamber Efendimiz’e (sas) hakaret edilmişti. Dünyada dönen dolaplardan haberi olmayan ve maalesef çoğu zaman olaylar karşısında “sarhoş tepkisi” veren bazı kimseler, diplomatlara saldırdılar ve İslamiyet’e zarar verdiler… Tam o sırada M. Fethullah Gülen Hocaefendi, Amerikan Financial Times gazetesinde bir makale yazdı ve şiddeti asla tasvip etmediğini; Müslüman’ın İslamiyet’e yakışır şekilde protestosunu yapması gerektiğini ifade etti. Hocaefendi’nin bu yazısı bütün dünyada tasvip ve takdir gördüğü gibi Hindistanlı Müslümanlar arasında da büyük kabul gördü. Hindistan’da iki yüz milyon civarındaki Müslüman’ın kanaat önderi olan sekiz ayrı cemaatin âlimleri bir araya gelerek, Hocaefendi’den aldıkları ilhamla bir tavır koyma konusunda karar aldılar: Peygamber Efendimiz’in hayatını bir yarışma ile gençlere öğreteceklerdi… Alınan bu kararı duyan birçok Hindu, Sih, Budist ve Hıristiyan lider de bu projeyi desteklediler.
Yarışma heyeti, bunun için Efendimiz’in (sas) hayatını anlatan siyer kitapları içinden M. Fethullah Gülen Hocaefendi’nin Sonsuz Nur kitabını seçtiler. Bu eserin, İngilizce, Urduca ve Hintçe tercümelerinden imtihan yapılacaktı.
“Sonsuz Nur” imtihanının fikir babalarından ve organize heyetinin Genel Sekreteri Dr. Fahruddin Muhammed yüz on binin üzerinde kitabın satıldığı ve seksen bin gencin katılıp imtihan için gösterdiği aşk ve iştiyakı gözyaşlarıyla değerlendirip yorumluyor.
Bütün bunlar olurken, bu işe gönül vermiş adanmış ruhlarımızdan birisi bir gece rüyasında kendisini Mescid-i Haram’da yani Kâbe’de görüyor. Fakat Kâbe’nin sadece temelleri var; duvarları yok. Sonra bakıyor Kâbe’nin dört tarafından, Türk, Hindli onlarca insan inşa etmeye başlıyorlar. O sırada birdenbire Efendimiz (sas) de gelip o narin omuzlarına kerpiç alıp aynen Medine’deki mescidinin inşasında yaptığı gibi bu işe omuz veriyor. Herkes “Aman yâ Râsulallah! Siz yorulmayınız, biz yaparız!” diyorlar ama O, “Kardeşlerimin çalışıp koştuğu bir yerde ben onları yalnız bırakmam!..” buyuruyor. Bu rüyayı, Deobandî’nin başında bulunan meşhur hadis âlimi Süfyan Kâsımî Hazretleri şöyle tabir ediyor:
“Kâbe’nin temellerinin olması, her asırda İslâm’ın var olduğunu gösterir. Duvarlarının olmaması İslâm’ın ve Müslümanların korumasız olduğuna işaret eder. Kâbe’nin duvarlarını yapmak üzere sizlerin kerpiç taşımanız, bu asırda İslam’ı ve Müslümanları koruma görevinin size verildiğine işarettir. Efendimiz’in (sas) sizinle beraber kerpiç taşıması, bu hizmette Efendimiz’in (sas) duası ile sizlere destek olduğuna işarettir. Zaten asırlarca önce Efendimiz (sas) Uhut şehitlerini ziyareti sırasında sizlere hitaben ‘Kardeşlerime selam olsun!..” buyurmuştu…” 15 Mart 2013’te muhteşem bir ödül töreni düzenlendi. Ödül törenine Hindistan azınlıklar bakanı K. Rahman Khan, Türkiye Büyükelçisi Burak Akçapar’ın yanı sıra, organize heyetinde adı geçen bütün kanaat önderleri, Hindu, Sih, Budist, Mecusî, Hindistan dinlerinin temsilcileri de katıldı. “İslam Peygamberi’nin (sas) getirdiği mesaj haktır.” paydasında birleşerek diyalog havasında geçen ödül töreninde belki de ilk defa bu kadar çok kanaat önderi ve Hintli İslam âlimi bir araya geldi.
Seksen bini aşkın kişi imtihana girdi. İki kategori vardı. Lise seviyesindeki birinci kategorinin birincisi Muhammed Salik Khan; üniversite ve halk seviyesindeki ikinci kategorinin birincisi ise Rağıp İkbal oldu…
Pek çok hatıraları arkada bırakan bu imtihan bizlere çok şey öğretti!..
- tarihinde hazırlandı.