Kabir azabı
Kabir azabı hakkında Fahreddin Râzî ile İmam Gazzâlî’nin farklı mütalâaları var. Bunlardan biri, azabı ruh ve cesedin birlikte duyacağını söylerken,[1] diğeri, sadece ruh muazzep olur diyor.[2] Kanaatime göre, sadece kabir azabının teferruatına ait meselelerde değil, bunun gibi aslı Allah ve Resûlü (sallallâhu aleyhi ve sellem) tarafından beyan edilip, teferruatına ait malumatların verilmediği her İslâmî mesele için bu türlü şeylerin kapağını fazla açmamak, o mevzular hakkında ileri‑geri fikir beyan etmemek gerektir. Bu düşünceye Cenab‑ı Hakk’ın Arş’a nüzulü için, İmam Malik’in “Nüzul haktır, keyfiyeti meçhuldür, bu hususta soru sormak ise bid’attır.”[3] sözü misal olarak verilebilir.
Evet, aslında biz, ruh‑ceset münasebetinin perde arkasını bilemiyoruz. Mesela, rüyalarda ruh‑ceset münasebeti nasıldır? Korkulu rüyalarda ceset niye terler, ürperir? Dehşetli rüyalarda neden insan rüyanın dehşetine göre titrer, ağlar, hatta ağlayarak uyanır?
Netice itibarıyla 20. asırda ilmin bütün verilerini, teknolojinin tüm imkânlarını ve insanlık tarihinin tecrübelerini harmanlasak bile, dünyada ruh‑ceset münasebeti hakkında kesin bir söz söyleyemiyoruz. Nerede kaldı, âlem‑i berzah hakkında tespitlerde bulunmak!
[1] Bkz.: el-Gazzâlî, İhyâu ulûmi’d-dîn 4/493, 500-502.
[2] Bkz.: er-Râzî, Mefâtîhu’l-ğayb 4/134.
[3] Bkz.: es-Semerkandî, Tefsîru’l-Kur’ân 1/66; er-Râzî, Mefâtîhu’l-ğayb 7/154; el-Beğavî, Meâlimü’t-tenzîl 2/165.
- tarihinde hazırlandı.