Hz. Aişe Validemiz Hesap Endişesiyle Ağlıyordu

Engin muhasebe şuuruna sahip kutlulardan biri de, hiç şüphesiz kadınlık âleminin baş tacı Hz. Aişe (ra) validemizdir. Bu büyük kadın, bir gün Efendimiz'in (sav) yanında birdenbire hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlar. Allah Resûlü (sav) kendisine niye ağladığını sorduğunda da, 'Cehennemi hatırladım da onun için ağladım! Acaba, kıyamet günü ailenizi hatırlar mısınız?' der. Onun bu sorusuna karşılık, o sevgi ve şefkat insanı Nebiler Serveri (sav) şu cevabı verir: (Ya Aişe!) 'Üç yerde kimse kimseyi hatırlayamaz: 1) Mizan esnasında, tartının ağır mı hafif mi geldiğini öğreninceye kadar. 2) Amel defterlerinin teati edildiği (verildiği) zaman ki, acaba defter sağdan mı soldan mı, yoksa arkadan mı geleceğini göreceği ana kadar. 3) Cehennemin iki yakası ortasına kurulan sıratı geçme esnasında ve geçinceye kadar.' Bu sözüyle Allah Rasulü (sav), saydığı bu üç yerde, kendi ailesi dahil hiç kimseyi hatırlayamayacağını bildirmekte ve Hz. Aişe'ye adeta başının çaresine bakmasını söylemektedir.

Hz. Aişe validemiz, bir peygamber hanımı, Hz. Ebubekir'in pâkize kızı ve müminlerin anası olmasına rağmen ahiretteki hesap endişesiyle ağlamaktadır. O, Efendimiz (sav) ahirete irtihal buyurduklarında daha yirmi küsür yaşlarındaydı: 8-9 yaşlarında iken kadınlık alemine bir mürşide ve bir muallime olarak İnsanlığın İftihar Tablosu'nun saadet hanesine girmiş ve vahyin sağanak sağanak boşaldığı bir hanede kendini bulmuş, duymuş, ve yoğrulmuştu; dahası terbiyecisi olmuş, kıyamete kadar gelecek kadınlık aleminin ihtiyaç duyacağı disiplin ve prensiplerin hiç olmazsa büyük bir kısmının naklediciliği hizmetini görmüştü. Şimdi eğer Allah Resûlü (sav), onu bile hatırlayamayacağını ve başının çaresine bakmasını söylüyorsa, bu Hz. Aişe'nin endişe duyduğu kadar konunun ciddiyeti yanında, kimsenin kimseye faydasının olmadığı kıyamet gününde, başını yere koyup 'ümmetî, ümmetî' diyen rahmet ve şefkat peygamberinin de meselenin ehemmiyetini vurgulaması bakımından fevkalade önemlidir. Evet burada Nebiler Serveri (sav), peygamberler dahil herkesin 'Sellim, sellim, sellim - Bize selamet ver Allah'ım, Sen selamet vermezsen selamete eremeyiz.' dediği yerleri hatırlatmakta ve Peygamberlerin dahi böyle dediği bu üç yerde kimsenin kimseyi hatırlayamayacağını bilhassa tasrih etmektedir.

Buhari şârihi Kastalanî'nin üzerinde durduğu 17 Sahabi vardır ki, bunlar kulluk adına hiçbir zaman kendilerini yeterli görmemiş ve derin bir muhasebe şuuruyla hayatları boyunca hep nifak endişesiyle yaşamışlardır. Hz. Ömer ve Hz. Aişe validemiz de, işte bu kimseler arasındadır. -Gerçi kendimi o büyük kâmetlerin ne avukatlık ne de savcılığını yapacak makamda göremem, ama- haşa ki o pâk dâmenlere nifak yaklaşmış ve bulaşmış olsun!.. Ne var ki, onlar, böyle düşünerek hesaba çekilmeden evvel nefislerimizi sigaya çekmemiz, kusurlarımızı gözden geçirmemiz için bizlere bir şeyler fısıldamaktadırlar.

Yediden yetmişe herkesin, hemen her adımını Allah'a hesap verme inancına bağlı atmasının sağlanabilmesi, kişinin ruh dünyasının, muhasebe duygu ve düşüncesiyle mamur hale getirilmesiyle mümkün olacaktır.

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2024 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.