• Anasayfa
  • Hukuk Köşesi
  • Tekzipler
  • Aydınlık Gazetesi'nde yayınlanan "Tuncelililer Dinsizdir" ve "Tunceli'de Yaşayan Alevilerin Dini Yoktur" başlıklı haberlere düzeltme ve cevap metni

Aydınlık Gazetesi'nde yayınlanan "Tuncelililer Dinsizdir" ve "Tunceli'de Yaşayan Alevilerin Dini Yoktur" başlıklı haberlere düzeltme ve cevap metni

Aydınlık Gazetesi'nde yayınlanan Tuncelililer Dinsizdir ve Tunceli'de Yaşayan Alevilerin Dini Yoktur başlıklı haberlere düzeltme ve cevap metni

İSTANBUL 57. NOTERLİĞİ'NE

KEŞİDECİ  : Fetullah Gülen
VEKİLİ       : Av. Orhan Erdemli
                     Hürriyet mah. Yurt Sok. No:30/3 Çağlayan - İstanbul
MUHATAP : Mehmet Bozkurt (Aydınlık Gazetesi Sorumlu Müdürü)
                      İstiklal cad. Deva çıkmazı sok. no: 3/3 Beyoğlu - İstanbul
KONU         : Aydınlık Gazetesi'nde, 05 Aralık 2011 tarihli nüshasında 1. sayfada "TUNCELİLİLER DİNSİZDİR" ve 9. sayfada "Tunceli'de yaşayan Alevilerin dini yoktur" başlıkları altında yayınlanan yazı hakkındaki "düzeltme ve cevap" metninin, 5187 Sayılı Basın Kanunu'nun 14. maddesi gereğince yayınlanması ihtarıdır.

DÜZELTME VE CEVAP METNİ

Aydınlık Gazetesi'nde 05.12.2011 tarihinde "TUNCELİLİLER DİNSİZDİR" ve "Tunceli'de yaşayan Alevilerin dini yoktur" başlıklarıyla yayınlanan yazıda ileri sürülen iddialar bütünüyle asılsız ve mesnetsizdir.

Habere konu edilen konuşma 1992 tarihli olup, ileri sürdüğünüz iddialar konuşma içinde kesinlikle bulunmamaktadır. Nitekim müvekkilimin bu tür bir ifadesi olmadığı gibi, böyle bir maksadı da sözkonusu olamaz. Sözkonusu haber, kamuoyunu yanıltıcı, yanlış yönlendirici ve müvekkilim aleyhine tahrik edici niteliktedir.

Esasen, habere konu konuşmada Sayın Fetullah Gülen, dış güçlerin sekiz-dokuz yüz yıldır bu toprakları bölmek ve içimizde iftiraklar meydana getirmek için uğraştığını, Osmanlı'yı arkadan vurdurduğunu, siyaset bilmeyen ricali devletin de buna mukabil "burayı verelim, gaileyi bertaraf edelim" mantığı ile hareket ettiğini; ancak bu mihrakların doymadığını, "bölme-parçalama" taktiğini devam ettirerek Güney Doğu bölgesini Misak-ı Milli sınırlarından koparmaya çalıştığını, bu oyuna gelmemek ve çok sıkı durmak gerektiğini anlatmıştır. Aksi halde dış kaynaklı bir takım anlayışların Sivas'a kadar talepte bulunabileceğini dile getirmiştir. Konuşmada tenkit edilenlerin ise "Allah insandır; insan Allah'tır" diyen ve ülkemizi bölme anlayışıyla hareket eden bir kesim olduğu gayet açıktır.

Sayın Gülen konuşmasında ülkemizi bölme anlayışıyla hareket eden ve Allah inancı taşımayan bu gibi kişilerin Alevi olamayacağını söylemiş, Anadolu Alevilerinin "her zaman kendileriyle anlaştığı insanlar" olduğunu ve kendileriyle diyalog halinde bulunduğunu ifade etmiştir. Yine aynı konuşmada, "bunların içinde mollalar, hocalar, dindarlar var" diye de vurgu yapmıştır. Dolayısıyla "Tunceli Alevileri'nin Dinleri Yoktur" başlıklı haber gerçeklere aykırı olarak yansıtılmış olup, bu durum müvekkilime karşı son derece haksız bir tutum teşkil etmektedir.

Kaldı ki, müvekkilimin uzun yıllardır Alevi vatandaşlarımız ve özelde Tuncelili Aleviler hakkındaki sevgi ve kardeşlik esasına dayalı hüsnüniyetli düşünceleri, yaklaşımları bütün kamuoyunun malumudur.

Örneğin Sayın Gülen 20.08.1995 tarihinde Cumhuriyet Gazetesi'nde yayınlanan bir röportajda "Ben, Alevî vatandaşlarımızdan çok ciddî civanmertlik gördüğümü söyleyebilirim" demiştir. (Sayın Oral Çalışlar'ın Sayın Gülen'le röportajı).

Müvekkilimin 03.07.1995 tarihinde TRT-1'de yayınlanan bir başka konuşmasında "Ben iyi bir sünni olduğumu zannediyorum. Ama bu Sünniliği de Alevisine ve başkasına kanatlarını şefkatle açan bir Sünnilik şeklinde görüyorum. Rahatlıkla kardeşimiz diyebiliyorum. Onların bana tevcih ettiği sualler karşısında bir manada ben de Aleviyim. Çünkü çocukluğum talebelik dönemim bir ölçüde tasavvufi çevrelerde geçti. Kerbela türküleri söyleye söyleye yetiştim. O açıdan zannediyorum Hz. Ali'ye, Ehl-i Beyte en yakın olanlardan birisiyim. O camiadan dünya kadar insan da gelir gider çok rahatlıkla görüşürüz." şeklinde Aleviler hakkındaki duygu ve düşüncelerini ifade etmiştir. (Ateş Hattı Programı, Sayın Reha Muhtar'ın Sayın Gülen'le röportajı)

Müvekkilim, 20.07.1997 tarihinde Yeni Yüzyıl Gazetesi'nde yayınlanan bir başka röportajda da, "Aleviliğin ayrı bir zenginlik kaynağı oluşturduğunu; birbirimizin iç dünyalarına ve ruhi derinliklerine inmek, karşılıklı istifade etmek ve aramızda yeniden bir millet olmanın gerektirdiği birliği, kardeşliği tesis etmek gerektiğini; kültür akışı ile birbirimizi zenginleştirebileceğimizi; Tunceli'deki tanıdıklarıma cem evlerine destek olunması için tavsiyede bulunduğunu; Dedeler'den birisi ile çok seviştiğini, Onunla, cem evi yapalım, yanına da cami yapalım diye görüştüğünü" (Sayın Nevval Sevindi'nin Sayın Gülen'le röportajı) ifade etmiştir.

Sayın Gülen'in konuşması ve konuya ilişkin farklı tarihlerde ifade ettiği görüşleri, duygu ve düşünceleri gayet açık iken, olayın çarpıtılarak Alevi vatandaşlarımızın tahrik edilmeye çalışılması son derece vahim bir durumdur.

Kamuoyuna saygılarımızla sunarız.

Sayın Noter üç nüshadan ibaret işbu ihtarnamenin bir suretinin APS ile muhataba tebliğini, tebliğ şerhli bir suretinin de tarafımıza verilmesini talep ederim, saygılarımla. 18.11.2011

Fetullah Gülen Vekili
Av. Orhan Erdemli

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2024 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.