"Abant Platformu" ve Washington'da Kıbrıs

"Abant Platformu" bu kez Washington'ta "uluslararası"laşarak, Amerikan düşünce adamlarının da katılımıyla toplanıyor. İki gün sürecek toplantıların başlığı "İslam, Laiklik ve Demokrasi: Türk Tecrübesi". Ben de, "Türk Laikliği" konulu yuvarlak masa toplantısının konuşmacılarından biri olarak buradayım.

"Abant Platformu", Türkiye'nin laik, liberal, sol kökenli aydınlarıyla İslami eğilimdeki aydınlarını Fethullah Gülen'in önayak olması sonucu, Abant'ta bir araya getiren toplantılar dizisinin adı. İlk ortaya çıktığı dönemden bu yana, toplantılara katılanlardan birkaçı bugün Ak Parti hükümetinin bakanları, birisi TBMM Başkanı. "Abant Platformu"nun iki "eş başkanı" vardı: Prof. Mehmet Aydın ile Prof. Mete Tunçay. Her ikisi de burada, Washington'da.

Bu sefer, Johns Hopkins Üniversitesi'nin prestijli yüksek lisans okulu SAIS'in (Gelişmiş Uluslar arası Çalışmalar Okulu- Paul Wolfowitz, yönetimdeki bugünkü konumundan önce, bu okulun dekanıydı) işbirliğiyle yapılan "Abant Platformu"nun açılış konuşmacısı, SAIS öğretim üyelerinden, ünlü Amerikalı düşünür Francis Fukuyama.

Türkiye, son iki yıldır Ak Parti hükümetinin ortaya koyduğu ilgi çekici örnek ve deneyimle, Amerikan siyaset ve düşünce çevrelerinde hayli yüksek profile sahip. Tayyip Erdoğan'ın "dünyanın en etkili 100 kişisi" listesine dahil olmasını ve "Abant Platformu"nun Washington'da yapılmasını bu bakımdan garipsememek gerek.

Toplantılarda, Devlet Bakanı Ali Babacan ile CHP üst yönetiminden çekilip "sivilleşme"ye yönelen Kemal Derviş'in de konuşmacılar arasında yer alması, bu "Abant Platformu"nu belki de yıllar sonra geriye bakıldığında önemli bir "referans noktası" haline getirecek. Bunu, toplantılar tamamlandıktan ve yıllar geçtikten sonra anlayabileceğiz.

Önümüzdeki günlerde, "Washington'daki Kıbrıs konusu"nu da, referandum öncesi çok yakından gözlemek imkânını bulacağız. Türkiye'den ve coğrafi anlamda, Kıbrıs'tan uzaklaştık ama zihinlerimizde ve dillerimizde Kıbrıs'ı buraya taşıdık.

Washington'a geleli birkaç saat olmasına rağmen, kiminle temas ettiysek, "Kıbrıs'ta ne olacak" sorusuyla karşılaştık. Türk tarafının artan ölçüde "evet"e yönelmesinden duyduğumuz "özgüven"le sorulara cevaplar verebiliyoruz. Kıbrıs konusuyla yıllardır ilgili bir gözlemci, Rumların tavrını anlamakta zorlandığını söyledi. Anlaşılan, yıllar boyu, Rumların tutumunun anlaşılmasına "Denktaş'ın uzlaşmazlığı imajı" etkili bir kalkan olmuş. Kıbrıs Türk halkı, "Denktaş'a rağmen" çözüme yönelince, Rumların "uzlaşmaz taraf" olarak profili Washington'da iyice sırıtıyor.

Buradan ve Avrupa Birliği'nden Rumlara yönelik, artan ölçülerde tepkilerin Rumların eğilimini "evet"e çevirmesi ihtimali de belirdi.

Türkiye'nin yakın gelecekteki kaderini büyük ölçüde çizecek çok ama çok önemli bir haftayı, dünyanın kaderini etkileyen "süperdevlet"te geçireceğim. Buradan, Türkiye'nin "radar ekranı"na girecek haberleri ve gözlemleri ileteceğim. Kulaklarımız, gönlümüz ve aklımız Akdeniz'de kaldı.

Hükümetin, Kuzey Kıbrıs'ta işi son dakikaya kadar kovalaması, başta popüler başbakan Tayyip Erdoğan'ın "evet" yönünde "belirgin" ağırlığını koyması şart.

İstanbul-New York uçağında, Doğu Akdeniz Üniversitesi'nden Türkiyeli bir öğretim üyesi, Magosa yakınlarında ve Türkiyelilerin yoğun biçimde yerleşik olduğu İskele bölgesinde tüm dengelerin değiştiğini, geleneksel Denktaşçı oyların, "Tayyip Erdoğan sempatisi" nedeniyle "evet"e kaydığını anlattı.

Ada'dan yükselecek "Türk evet"i, burada, Washington'ta Türkiye'nin profilini yükseltiyor...

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.